Türkiye'yi Kim Yönetiyor (8 Mayıs 2004)

TÜRKİYE?Yİ  KİM YÖNETİYOR

Meslek liseli öğrencilere uygulanan  katsayı adaletsizliğinin önlenmesi amacıyla hazırlanan kanun tasarısı TBMM  Milli Eğitim Komisyonunda görüşülürken tepkiler yoğunlaştı. Genelkurmay Başkanlığı da tepkisini Genelkurmay Genel Sekreteri Tümg. Sabri Demirezen vasıtasıyla ve basın yoluyla Kamuoyuna duyurdu. Genelkurmay Başkanlığının açıklamasında :

 

                                                                                

Görüşlerine yer verildi.

KANUNLAR  GENELKURMAYIN BASIN AÇIKLAMASI İÇİN NE DİYOR ? :

211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 43 üncü maddesinin birinci bendi :

Hükmünü taşımaktadır.

1632 Sayılı Askerî Ceza Kanununun 148 inci maddesi ise :

Hükmünü getirmektedir.

Bu kanun hükümlerine göre açık suç sayıldığı halde; ayrıca konu üzerindeki  TSK?nin hassasiyetinin bildirilmesi için Gelenkurmay Başkanının  Başbakanla görüşmesi ve Asker üyelerin Millî Güvenlik Kuruluna meseleyi getirmesi imkânları var iken tepkinin basın yoluyla verilmesi; amacın  yetkili organları tehdit ederek baskı altında bulundurmak olduğu kanaatini kesinleştirmektedir.

Devletin organları işler halde bulunurken, bir kısım basın organlarında tasarı ayrıntılı olarak işlenip tepkiler verilirken, konunun müdahili olan YÖK ile Hükümet arasında zıtlaşma derecesine varan görüş ayrılığının TBMM?nde çözümü mümkünken, Ana Muhalefet Partisi Mecliste temsil edilirken; TBMM?nden geçmesi halinde Cumhurbaşkanının onayı ve Anayasa Mahkemesi yolları açıkken, Tasarıya Genelkurmay Başkanlığının tepki göstermesi kabul edilebilir bir davranış olarak görülmemektedir. Devletimizin geleceği için konu savcılarca incelenmelidir.

TEPKİNİN  SEBEBİ  ANLAŞILABİLİR GİBİ DEĞİL:

Meselenin şeklî yönü böyle iken, içeriği ve taşıdığı anlam daha da vahim görülmektedir.

Çok hayatî dış konularda dahi  yetkiyi Bakanlar Kuruluna bırakan Genelkurmay (böyle davranılmasının gerekliliğine inananlardanım); Kur?an Kursu, Üniversitelerde baş örtüsü ve İmam Hatip Liselilerin Üniversitelere girme imkanlarının arttırılması konuları gündeme gelince, bunlara karşı açık tavır almaktan çekinmemektedir.

 

Olayların çevresinde dolaşmayalım. Esas meseleye parmak basalım. Birbirimizi aldatmayalım.İslâmî Din eğitimi görmüş gençlerimizin üniversite okuyarak, Milletin mukadderatına sahip çıkmaları, bazı çevrelerce, tehlikeli görülüyor ve istenmiyor. İşte vahamet burada. Millet olarak çektiğimiz sıkıntıların esas sebebi budur. Nesillerin yanlış yetişmesine ve Milletimizin birkaç nesil sonra eriyip tarih sahnesinden silinmesine sebep olacak bir tercihtir bu yaklaşım. Medeniyetler yurdu olan Anadolu?muzdan silinip gitmiş uygarlıklar da geçmişte aynı hataya düşmüşlerdir.  Dünyevî ve Uhrevî ilimlerin her ikisinde de birden  yetişmiş nesiller, ancak geleceğin sahipleri olabilir. Bu gerçeğe gönülden inananlardanız.Bunu kavrayamayanların Milletimize kötülüğü büyüktür.

Siyasete, ticarete, yönetime, sanata, bilime yön veren aydın kesimin aynı zamanda gerçek dinini bilen dindar kişiler olmasını ülkemiz için tehlike olarak gören zihniyet,  bilerek veya bilmeyerek dış mihraklara hizmet eden gerçek tehdit unsurlarıdır. Bu nedenle meşru platformlarda bu zihniyetle mücadele her aklı selîm sahibinin görevidir.

MİLLΠ İRADE  HAKİM  KILINMALIDIR :

Hükümet ve Meclis kararsız davranmamalıdır.  Kanunları hakim kılmalıdır. Türkiye?yi kimin yönetmesi gerektiğini dosta düşmana göstermelidir. Milletten aldığı yetkiyi sonuna kadar kullanmalıdır. Hükümetin ve Meclisin vereceği karar Ülkemizin önünü tamamen açacak veya Milletimizin ufkunu karartacaktır. Kör dövüşünden bıktık. Dinî hassasiyetler siyasî polemiklere , manevralara, hesaplara kurban edilmemelidir.

AK Parti yönetimi, muhalefet blokuna ölümü gösterip hastalığa razı etme taktiği uyguluyor ve YÖK ile ilgili bir kısım tasavvurlarını kanunlaştırmak için paketin içerisine, sonradan çekmek üzere, İmam Hatip Liselerini de dahil ediyorsa, doğru yapmıyor demektir. Dinî meseleler siyasete malzeme yapılmamalıdır.

Anayasal bazı kurumlarca, Millî yarar görülerek, karşı çıkılan bazı meselelerin, özellikle dinî meselelerin, Milletin temsilcileri tarafından çözümüne cesaret edilemiyorsa, konuların Milletin hakemliğine sunulması yani referandum yolları açılmalıdır.  Baskılar karşısında geri adım atılması ve taviz verilmesi devlet yönetimi açısından  kabul edilemez bir zaaftır. Meslek Liselerine eşitlik tanıyan YÖK Kanun tasarısı ne pahasına olursa olsun TBMM?nden geçmelidir.   08 Mayıs 2004                                                                        

Adnan Tanrıverdi (Emekli General)

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn