YAŞ HUKUKÎ GİRİŞİM DOKÜMANI (YAŞ Mağdurları Yargılanmak İstiyor) (25 Ocak 2008)

YÜKSEK ASKERİ ŞÛRA MAĞDURLARINA YARGILANMA HAKKI VERİLMELİDİR

Teklifi Hazırlayan : Adaleti Savunanlar Derneği

Hazırlandığı Yer    : İstanbul

Hazırlandığı Tarih  : 05 Aralık 2007

Dosya No :  01           

Özü           : TSK?de gerçek disiplinin temini ve YAŞ Mağdurlarına hak arama imkanı verilebilmesi için mevcut mevzuatta  yapılması gereken değişikliklerin tespit edilmesi

  

1) MESELE

Amaç; Türk Silahlı Kuvvetlerinden, bir kısım subay ve astsubayların, yargılanmadan ve yargılanma hakkı da verilmeden, Yüksek Askerî Şûra kararları ile, re?sen emeklilik işlemine tabi tutulmalarının hukuki olup olmadığı hususu ile bu işlemlere yetki veren mevzuat incelenerek, evrensel hukuk kurallarının da uygulanmasına imkan verecek yasa ve anayasa değişiklik teklifleri hazırlamaktır.


 

2) MESELEYE TESİR EDEN HUSUSLAR

 

a) Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasasının 125. Maddesi:

?İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.? Hükmünü taşımaktadır.

 

b) Yüksek Askerî Şûranın Görevleri:

1612 Sayılı ?Yüksek Askerî Şûranın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun??nun 3 üncü Maddesi gereğince, Şûraya yüklenen görevler :

1)      Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan ?Askeri Stratejik Konsept?in  tespiti ve gerektiğinde yeniden gözden geçirilmesi hususlarında  görüş bildirmek,

2)      Silâhlı Kuvvetlerin ana program ve hedefleri ile ilgili konularda görüş bildirmek,

3)      Silâhlı Kuvvetlerle ilgili olup önemli görülen kanun, tüzük ve yönetmelik taslaklarını inceleyip görüş bildirmek,

4)      Başbakan,Genelkurmay Başkanı veya Milli Savunma Bakanının lüzum gördükleri hallerde ilgili diğer konular hakkında görüş bildirmek,

5)      Diğer Kanunlarla verilen görevleri yapmak,

Konularını içermektedir.

 

c) Türk Silahlı Kuvvetlerinden Yüksek askerî Şûra Kararları ile re?sen emeklilik işlemine imkan veren diğer yasal mevzuat:

1)      926 sayılı TSK Personel Kanunun, subaylar için 50. maddesinin (c) fıkrası; astsubaylar için de 94. maddesinin (b) fıkrası, ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? esaslarını düzenlemektedir. Bu fıkraların birinci bentlerinde; ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? hükümleri bulunmaktadır

2)      Aynı Kanunun her iki maddesinin de, 29.07.1983 tarih ve 2870 sayılı Kanunla değişik d/c fıkralarının ikinci bentlerinde ise ???Bu gibi subaylardan/astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şûra kararı ile yapılır.? hükmü belirtilmektedir.

3)      926 Sayılı TSK Personel Kanunun 50 ve 94. maddelerine dayanılarak hazırlanan;  Subay Sicil Yönetmeliğinin 91., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60. maddelerinin: ?(18.8.2000 tarihli R.G. ile değişik şekli)Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlâki durumları gereği Silâhlı Kuvvetlerde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya önceki rütbelerine ait (Eski hali-son rütbelerine ait) bir veya birkaç belge ile anlaşılıp, uygun görülmeyenler hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik (Eski hali-ayırma) işlemi yapılır:

a)     Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslâh olmaması;

b)     Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi,

c)      (13.06.2003 tarihli Resmi gazete ile) Aşırı derecede Menfaatine, içkiye, kumara (eski hali- Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara, borçlandırmaya) düşkün olması,

d)      (Ek: 13.06.2003 tarihli R.G. ile) Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, sağlık ve tedavi giderleri keyfi ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin  itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi,

e)      Silâhlı Kuvvetlerin itibarını sarsacak şekilde ahlâk dışı hareketlerde bulunması,

f)        Tutum ve davranışları ile yasa dışı(Eski hali-Görüşleri benimsediği) siyasî, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar.?

Hükümleri ile subay ve astsubayların re?sen emeklilik işlemine tabi tutulmasına imkan verilmektedir.

d) Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi Hukuk Dışı Uygulamalara Zemin Hazırlamaktadır.

Sonuncusu Mart 2006 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe sokulan  Milli Güvenlik Siyaseti Belgelerinde; milletin bir bölümü, iç tehdit unsuru olarak değerlendirilerek mürteci ve bölücü ilan edilmekte ve  güvenlik  güçlerine hedef olarak gösterilmektedir.

 

e) Subay ve Astsubayları Re?sen Emekliye Ayırma İşleminde Takip Edilen Prosedür:

Disiplinsizlik ve ahlâkî durum nedeniyle ayırma işlemi; kaynağını ?926 sayılı TSK Personel Kanunu? ve 1612 Sayılı ?Yüksek Askerî Şûranın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun?dan alan, subaylar için ?Subay Sicil Yönetmeliği?nin 92., astsubaylar için ise ?Astsubay Sicil Yönetmeliği?nin 61. maddesine göre yapılmaktadır. İşlem ya sıralı sicil amirleri tarafından başlatılabilmekte, ya da Kuvvet Komutanlığı / Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlıklarınca başlatılıp, yine sicil amirlerine intikal ettirilmektedir. Her iki halde de sıralı sicil amirleri devreye sokulmaktadır.

Ayırma işlemi sırasıyla aşağıdaki safhalardan geçmektedir.

1)      Kuvvet K.lığı/J.Gn.K.lığı Personel Başkanlığı uyarısı ile veya sicil amirlerince re?sen, ilgili Subay/astsubay hakkında ?Silahlı Kuvvetlerde Kalması uygun Değildir? sicili tanzim edilmektedir.,

2)      Tanzim edilen bu sicil belgesi üçüncü sicil üstleri tarafından Kuvvet Komutanlıkları/J. Genel Komutanlığı Personel Başkanlıklarına ulaştırılmaktadır.

3)      K.K.lıkları/J.Gn.K.lığı  Değerlendirme Komisyonu (K.Kur.Bşk.,Per.Bşk., İsth.Bşk., Hrk.Bşk., Per.D.Bşk., Tay.D.Bşk., Gerekli Ş.Md.leri., Kd.Ş.Md., Per.Ynt.Ş.Md., Ad.Müş., Huk.İşl.Ş.Md.) tarafından; bilgi, belge ve mevzuata göre değerlendirmeyi müteakip, sonuç K. K/J.Gn.K.?na sunulmaktadır.

4)      K.K.ları/J.Gn.K.?ı tarafından emekliliği uygun görülmeyen Sb./Astsb. ların belgeleri şahsi dosyalarına konulmakta ve ilgili personelin görev yerleri değiştirilmektedir.

5)      Emekliliği onaylanan personelin dosyaları ise Genelkurmay Başkanlığına gönderilmektedir.

6)      Gnkur. Per Bşk.lığına gelen dosyalar, Adlî Müşavirlikle koordineli olarak incelenerek, YAŞ?a sunulup sunulmayacağı değerlendirilmekte ve Gnkur. Bşk?na sunulmaktadır.

7)      Gnkur. Bşk.?ı tarafından durumları Yüksek askerî Şûrada görüşülmesi gerekli görülenler hakkındaki istemler, ilk YAŞ toplantısında gündeme alınıp, haklarında kesin karara varılarak  işlemleri tamamlanmaktadır.

8)      Gnkur.Bşk.?nın, durumlarını YAŞ?da görüşülmesine gerek görmediği Sb./Astsb.? ların dosyaları K.K.lıkları/J.Gn.K.lığı/Sahil Güvenlik K.lıklarına iade edilmektedir. Bu gibi Sb./Astsb.?lar hakkında, K.K.ları/J.Gn.K.?nı/Sahil Güvenlik K.?nın daha önce verdiği karara göre işlem yapılmaktadır. (Bu durumda, ayırma işlemine tabi tutulan Sb./Astsb. yargıya başvurabilmektedir.)

9)      YAŞ tarafından durumları incelenen Sb./Astsb.?lardan , göreve devam etmesi kararı verilenler hakkında yapılan işlemler ve sıralı sicil üstlerince düzenlenen sicil belgeleri, mazbata edilerek personelin şahsî dosyasına konulmakta ve bu personelin görev yerleri değiştirilmektedir.

10)  Haklarında Silahlı Kuvvetlerden ayrılmasına karar verilen Sb./Astsb.?lara ait belgeler ve bu konudaki YAŞ Kararı, Gnkur. Bşk.lığı tarafından personelin bağlı olduğu K.K.lığı/J.Gn.K.lığına gönderilmekte ve işlem K.K.lıkları/ J.Gn. K.lığınca tamamlanmaktadır.

11)  Haklarında Silahlı kuvvetlerden ayrılmasına karar verilen subayların işlemleri K.K.lığı/J.Gn.K.lığı/Sahil Güvenlik. K.lığının teklifi, MSB./İçişleri B., Başbakan ve Cumhurbaşkanının onayı ile; Astsubayların ise K.K.lığı/J.Gn.K.lığı/Sahil Güvenlik K.lığının teklifi ve MSB/İB?nının onayı ile yürürlüğe konulmaktadır.


 

 

f) YAŞ Kararları, Siyasî İradenin Onayı ile İşlerlik Kazanabilmektedir;

1612 Sayılı Yüksek Askerî Şûranın Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, Yüksek Askerî Şûranın görevi görüş bildirmektir. Yani istişari bir kuruldur.

926 Sayılı TSK Personel Kanunun 50. ve 94.maddeleri ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? Hükmünü getirmektedir.

Disiplinsizlik ve ahlâki durumları nedeniyle re?sen ayırma kararı verilen askerî personele emekli aylığı bağlama işlemleri 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 39. maddesinin ?e,f,k? bentleri ile; toptan ödeme halleri, aynı kanunun 82. maddesinin ?b? fıkrası ve 83. maddesi ile düzenlenmektedir. Bu işlemlerin yapılabilmesi için ise, 5434 sayılı Kanunun EK 26. Maddesi: ?5434 sayılı Kanun ve ona ek kanunlara göre Sandıkla ilgilendirilenlerin emeklilik işlemleri? a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, iştirakçinin göreve tayinindeki usule göre tayine yetkili makamın,???.Onayı ile tekemmül eder.? Hükmünü taşımaktadır.

926 Sayılı TSK Personel Kanunun 34. maddesi " Subaylığa nasıp ve Rütbe Terfileri, ilgili kuvvet komutanının (Jandarma subayları için Jandarma Genel Komutanının, Sahil güvenlik subayları için Sahil Güvenlik Komutanının) teklifi ve Genelkurmay Başkanının lüzum göstermesi üzerine, Milli Savunma Bakanı (Jandarma ve Sahil Güvenlik subayları için İçişleri Bakanlığı) ile Başbakanın imzalayacağı ve Cumhurbaşkanının onaylayacağı kararname ile yapılır." Hükmünü içermektedir. Yani, subayların atamaları, MSB/İB, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalayacağı üçlü kararname ile yapılabilmektedir.

Yine 926 Sayılı Kanunun 82. maddesi de "Astsubaylığa nasıp ve rütbe terfileri, ilgili kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının teklifi ve Genelkurmay Başkanının lüzum göstermesi üzerine, Milli Savunma Bakanı veya İçişleri Bakanının onayı ile yapılır." Hükmünü içermektedir. Yani MSB/İB? nın onayı olmadan, Astsubayların Silahlı kuvvetlere Katılması mümkün olmamaktadır.

Yürürlükteki mevzuat gereğince; Yüksek Askerî Şûrada ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? işlemine tabi tutulmasına karar verilen:

1)      Subaylar hakkında hazırlanan kararnamenin sırasıyla, Milli Savunma Bakanının/İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının herhangi biri veya hepsinin imzalamaması halinde;

2)      Astsubaylar Hakkında hazırlanan kararın ise Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanınca  onaylanmaması halinde;

YAŞ Kararlarının işlerlik kazanması mümkün olamamaktadır. Buna göre de, Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanları, YAŞ Kararlarının yarattığı mağduriyetlerde ortak mesuliyete sahip olmaktadırlar.

 

g) 28 Şubat 1997 Kararlarının YAŞ Mağdurları ile ilgili Hükümleri:

Siyasî tarihimize 28 Şubat kararları olarak geçen ve karanlık bir dönemi başlatan kararların, 18 maddelik uygulama ekinin 7, 8 ve 9. maddeleri, YAŞ mağdurlarının mağduriyetini arttırıcı ve devletteki manevî değerlere ters kadrolaşmayı teşvik edici, hukuk dışı hükümlerini ihtiva etmektedir. Altında zamanın Mili Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin imzası bulunan bu maddelerin hükümleri aşağıya çıkarılmıştır.

7) İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek askerî Şûra  kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerin(TSK)?den ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK?ni dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silâhlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8) İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasa dışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK?nden ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkân verilmemelidir.

9) Türk silahlı Kuvvetlerine aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite  ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında  da uygulanmalıdır.

 

i) Türk Silahlı Kuvvetleri Bünyesinde özel Kanunlarla Kurulan Mahkemeler:

1)      477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun? gereğince; Kara Kuvvetlerinde Tugay ve diğer kuvvetlerde dengi ve daha üst komutanlıklar ile ihtiyaç duyulan kıta ve karargahlarda kurulan ve hakim olmayan subay ve astsubay üyelerden oluşan Disiplin Mahkemeler;

2)      353 sayılı ? Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu? gereğince Kolordu, Ordu, (Diğer Kuvvetlerde dengi), Kuvvet Komutanlıkları, Genel Kurmay Başkanlığı Karargahlarında ve ihtiyaç duyulan diğer ast komutanlılarda kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan Askerî Mahkemeler;

3)      1600 sayılı ?Askeri Yargıtay Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan ve tamamı asker hakim üyelerden oluşan bir üst Mahkeme (Askerî Yargıtay);

4)      1602 sayılı ?Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan, idari yargı görevini yürüten bir Mahkeme (Askerî Yüksek İdare Mahkemesi) bulunmaktadır.

 

j) Türk Silahlı Kuvvetleri için özel olarak çıkarılan ceza kanunları ve Şura Kararı ile Silahlı Kuvvetlerden Çıkarılan Personelin fiillerini tarif eden Maddeleri:

1)      1632 Sayılı ?Askeri Ceza Kanunu?nun:

a) 29, 30, 31, 34. maddelerinde, ?Fer?î askeri cezalar?, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılma cezası? ve ?Türk Silahlı kuvvetlerinden çıkarılma cezasının niteliği ve sonuçları?;

b) Yine 1632 sayılı kanunun ?askeri Disiplini bozan sair fiiller? başlığı altında düzenlenen ?Onuncu Fasıl?ının:

148. maddesinde,"Siyasi faaliyette bulunanlar",

c) Aynı Kanunun ?Askerlik haysiyetine ve şerefine dokunan suçlar ve cezaları? başlığı altında düzenlenen ?On birinci fasıl?ının:

                   I.      150. maddesinde "Şeref ve haysiyete dokunan fiiller ve cezaları",

                   II.      151. maddesinde ?Kumar oynayanlar? tekerrür halinde,

                   III.      153. maddesinde ?İffetsiz bir kimse ile evlenenler veya böyle bir kimse ile yaşayanlar? haklarındaki cezalar belirtilmiştir.

2)      Ayrıca, 477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu,Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun?un:

a)      58. maddesinde ?Sarhoşluk ve yasak yerlere girmek?,

b)      59. maddesinde ?Kumar oynayanlar? ,

c)      60. maddesinde ?İzin verilmeyen derneklere, spor kulüplerinin faal üyeliklerine girenler? ,

d)      61. maddesinde ?Yasak edilen kitap ve saireyi okuyan veya bulunduranlar? a verilecek cezalar, sıralanmıştır.

k) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin  Kişi Hak ve Özgürlükleri ile ilgili Hükümleri:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilmiştir. 6 Nisan 1949 tarih ve 9119 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Resmi Gazete ile yayınlanması, yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu Beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu;

İnsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu Bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslar arası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder.

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.

Madde 6- Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.

Madde 7- Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin bu Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

Madde 8- Herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır. (http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/203-208.pdf)

 

l) Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatının  Helsinki Nihai Senedinde, ?Düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı? ile ilgili VII. Maddesinin Hükümleri:

Katılan - Devletler, ırk, cinsiyet, dil ve din ayırımı gözetmeksizin, herkes için düşünce, vicdan, din veya inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gösterirler. 

Katılan - Devletler, insan kişiliğinin özündeki onurdan doğan ve kişinin özgür ve tam gelişmesi için zorunlu bulunan, yurttaşlık hak ve özgürlükleriyle, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve başka hakların ve özgürlüklerin etkin biçimde kullanılmasını geliştirir ve desteklerler.

Katılan - Devletler kendi vicdanının buyruğu uyarınca, tek başına ya da topluca bir din veya inanca inanmak ve onun gereklerini yerine getirmek özgürlüğünü kişiye tanırlar.

İnsan Hakları ve temel özgürlükler alanında katılan - Devletler Birleşmiş Milletler Antlaşması amaçlarına ve ilkelerine ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisine uygun olarak davranırlar. Bağlı olabilecekleri İnsan Haklarına İlişkin Uluslararası Sözleşmeleri de kapsamak üzere, bu alanda uluslararası bildiriler ve sözleşmelerdeki kayıtlı yükümlülüklerini de yerine getirirler. (KAYNAK: T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AGİK YAYINLARI NO:1)

m) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının :

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Madde 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Madde 24- Herkes, vicdan, dinî İnanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Madde 36-Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.

Madde 70- Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

Hükümleri, meselemizle ilgili asgari ilkeleridir.


 

3) İNCELEME

a) Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasasının 125 inci maddesi ile yargı denetimi dışına çıkarılan; diğer kanunlarla verilen görevleri de görev olarak  üslenen;  926 Sayılı TSK Personel Kanunun 50 ve 94. maddeleri ile verilen yetki ve bu yetkiye dayanılarak hazırlanan Subay Sicil Yönetmeliğinin 91., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60. maddelerindeki hükümlerle de donatılan ve 1612 Sayılı kanunla kurulup teşekkül ettirilen Yüksek Askerî Şûra, yargılanmadan ve yargıya müracaat etme imkânının önü de kapatılarak, 1990:2007 Yılları arasında 1626 subay ve astsubayı re?sen emeklilik işlemine tabi  tutmuştur.

b) YAŞ Kararları, Siyasî İradenin Onayı ile İşlerlik Kazanabilmektedir;

Yürürlükteki mevzuat gereğince; Yüksek Askerî Şûrada ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? işlemine tabi tutulmasına karar verilen:

1)      Subaylar hakkında hazırlanan kararnamenin sırasıyla, Milli Savunma Bakanının/İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının herhangi biri veya hepsinin imzalamaması halinde;

2)      Astsubaylar Hakkında hazırlanan kararın ise Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanınca  onaylanmaması halinde;

YAŞ Kararlarının işlerlik kazanması mümkün olamamaktadır. Buna göre de, Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanları, YAŞ Kararlarının yarattığı mağduriyetlerde ortak mesuliyete sahip olmaktadırlar.

c) Re?sen emeklilik uygulamalarının ve 28 Şubat kararlarının baskısı altında, benzeri işlemlerden kurtulmak için bekleme sürelerini doldurmadan kendiliğinden ayrılan subay ve astsubayların sayısının ise bu miktarın birkaç misli olduğu tahmin edilmektedir.

d) İslâmî inancını yaşamında uygulayan ve/veya eşleri dini inançları nedeniyle örtünen insanların disiplinsizlik kisvesi ile Silahlı kuvvetlerden tasfiyesi işlemlerinde, Milli güvenlik Siyaseti Belgelerinde belirlenen iç tehdit unsurlarının ve 28 şubat kararlarının hukuk dışı uygulama imkanı bulmasının da önemli katkısı olmuştur ve olmaktadır. Bu icrai kararlar, bir kısım kurumları yargının yerine geçirerek ve kişiler üzerinde baskı oluşturarak, eylem ve işlemleri yargı denetiminden kaçırmakta ve hukuk dışı işlemlerin dayanağı haline getirilmektedir..

e) Re?sen emeklilik işlemlerinin YAŞ vasıtasıyla yapılmasına, Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temini amaç olarak gösterilmektedir.

TSK?de disiplinin temini için; özel teşkil edilmiş mahkemeler, özel çıkartılmış kanunlar ve ilâve olarak disiplin amirlerine verilmiş yetkiler var iken; ayrıca, Yüksek Askerî Şuraya getirilmeden, Kuvvet Komutanlıkları yetkisi ile disiplinsiz personelin TSK?den çıkarılma imkânı da mevcut iken; Bütün bu imkanlar atlanarak ve kullanılmadan, askerî personelin YAŞ Kararı ile re?sen emekliye sevk edilmesi, kişilerin durumlarını yargıdan kaçırmak anlamına gelmekte ve suçlananların ellerinden adil yargılanma hakkı alınmaktadır.

Diğer bir ifade ile, disiplin bozucu fiiller, 477 sayılı Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda belirtilmiş ve bu suçları işleyenlerin yargılanması için de TSK bünyesinde, yeterli kademede ve yeterli sayıda, askeri Mahkeme ve Disiplin Mahkemesi, mevcut bulunmaktadır.

Subay Sicil Yönetmeliğinin 91., Astsubay sicil Yönetmeliğinin 60. maddelerinde, ayırma sebebi olarak sayılan ?disiplinsizlik ve ahlâki durumların? her biri için, Askeri Ceza Kanununda ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunda hüküm bulunmaktadır. (EK-A: Silahlı Kuvvetlerden Çıkarmayı Gerektiren Fiiller ve Cezaları)

Bütünüyle askerî yargı sisteminin tek gayesi, orduda disiplinin teminidir. Böyle iken yargı sistemini devre dışı bırakarak, suç olduğu yasada yazılı olmayan fiilleri suç sayıp, failleri hakkında tesis edilen idarî işlemlerin hukukla ve adaletle ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Aslında bu işlemler, keyfiliğe yol açarak, bizzat disiplinsizlik yumağını oluşturmaktadır

Kurum içi disiplin ve düzenin sağlanması için Devletin hiçbir kurumunda bulunmayan özel yargı sistemine sahip olan ve hatta her kademedeki (YAŞ?a kadar 9 kademe)  amirlere, şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza verme yetkisi de verilen   Silahlı Kuvvetlerimizde, bunları yeterli bulmayıp, özel yetkili kurullar oluşturmak, komuta kademesini keyfiliğe sevk etmekten, siyasî ve ideolojik davranmaktan başka bir sonuça götürmemektedir. Ve bu durum,  kurulları ideolojik tasfiye mekanizmasına dönüştürmektedir.

f) Yargı devreye sokulmadığı gibi, YAŞ?a getirilmeden tesisi mümkün olan idarî işlemler de, mağdurlara yargıya baş vurma hakkını açık bıraktığı için tercih edilmemektedir. Gerçekten disiplin bozucu faaliyetlerden vazgeçmeyen şahıslar hakkında Kuvvet Komutanlıklarınca ve Jandarma Genel Komutanlığınca re?sen emekli etme işlemi tesis yetkisi bulunmaktadır. Ama nedense, bu yetki kullanılmamakta ve YAŞ kararları devreye sokulmaktadır. Böylece suçlanan şahıslara savunma hakkı verilmediği gibi, tesis edilen işleme yargı önünde itiraz etme hakkı da tanınmamaktadır. Bir adım daha ilere gidilerek, hakkında re?sen emeklilik işlemi tesis edilmiş kişilerin başka bir kamu, hatta özel kurumlarda çalıştırılmasını engelleyecek, MGK kararları uygulamaya geçirilmekte ve bu kişilerin durumu takip ve kontrol kurulları ile rapor edilip denetlettirilmektedir. Bu türlü hareket tarzı Türk Milleti adına yargılama yetkisi kullanan bağımsız mahkemelere güvenilmediği intibaını uyandırmaktadır. Bu uygulamaların Hukuk devleti anlayışı ile bağdaştırılması mümkün müdür? YAŞ kararları ve hukuk devleti üzerine, re?sen emekli Hakim Bnb. Yusuf Çağlayan Tarafından yapılmış, bir inceleme bu belgeye EK-E olarak konulmuştur.

g) YAŞ Mağdurları Disiplinsiz Değildir.

YAŞ Mağdurlarının hatıralarından oluşan ?Ben Disiplinsiz değilim? kitabındaki bir kısım mağdurların hatıralarının incelenmesinden kolayca anlaşılabileceği gibi, Dinî inançlarını yaşamında uyguladığı için re?sen emeklilik işlemine tabi tutulan personelin, disiplin amiri tarafından veya askeri mahkemelerin hiç biri tarafından verilmiş cezaları bulunmadığı gibi, sıralı sicil amirleri tarafından verilmiş çok sayıda takdir belgeleri bulunmaktadır. İnancını yaşamak disiplinsizlik sayılabilir mi? (EK-B Örnek bir YAŞ Mağdurunun takdir listesi)

h) YAŞ Mağdurları re?sen emeklilik sebeplerini Bilmiyorlardı.

Re?sen emeklilik işlemine tabi tutulan kişiler, sebebini bilmeden, savunma hakkı verilmeden tasfiye edilmektedirler. Sonradan, bilgi edinme kanunundan istifade ile, ayırma işleminin sebebini öğrenmek için müracaat eden personele dahi, yasal bir gerekçe bildirilememektedir. İbret vesikası olarak, bir mağdura ilgili Komutanlıkça verilen cevap, belge olarak EK-C?ye konulmuştur.

i) YAŞ  Kararları ile Re?sen Emeklilik İşlemine Tabi Tutulanlar, Büyük Mağduriyetlere Uğratılmaktadırlar:

1)      Re?sen emeklilik kararı tebliğ edildiği anda işleme sokuluyor. Mağdurların Silahlı Kuvvetlerle ilişkileri hemen kesiliyor.

2)      Rütbesi, Ünvanı, silahı, ruhsatı ve askerî kimliği elinden alınarak, kışla dışına çıkarılıyor.

3)      Maaş, tazminat ve diğer bütün kazanımları  ellerinden alınıyor.

4)      Lojmandan çıkarılıyor. Ordu evi, askeri gazino, kamp, askeri hastane ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları son buluyor.

5)      Askerî kışla, garnizon ve tesislere girmeleri yasaklanıyor.

6)      5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 39. maddesi esaslarına göre, re?sen emeklilik işlemine tabi tutuluyorlar.

7)      25 hizmet yılını dolduramayanlara birikmiş paraları toplu olarak ödenerek, maaş bağlanmadan ve eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları da ellerinden alınarak, sosyal dayanaktan mahrum bırakılıyorlar

8)      25 hizmet yılını dolduranlar, sanki silahlı kuvvetlerle hiç ilişkileri olmamış gibi, emekli sandığı emeklisi unvanı  ve ikramiyesi verilerek, 61 yaşını doldurunca almak kaydı ile emekli maaşına bağlanıyorlar.

9)      Kamu kurum ve kuruluşlarında görev almaları engelleniyor. Hatta, özel şirketlerde bile iş bulmaları engellenmeye çalışılıyor.

10)  Yurt dışına çıkışlarda, emsallerine sağlanan yeşil pasaporttan yararlanma hakları engelleniyor.


 

j) Re?sen emeklilikler, inancını yaşayanların tasfiyesi ve menfi kadrolaşmanın vasıtası haline getirilmiştir.

Yukarıdan beri yapılan incelemeler de göstermektedir ki, YAŞ Kararlarının re?sen emeklilik işlemleri ile ilgili bölümleri, hukukî olmaktan ziyade, ideolojik ve siyasîdir. YAŞ vasıtasıyla TSK?lerinde, tarihinin en geniş tasfiyelerinden biri gerçekleştirilmiştir. Bir taraftan, inançlı insanlar tasfiye edilirken, diğer yandan görevdekiler üzerinde tasfiye baskısı kurulmuş, öbür taraftan da yeni alınan personelin aile fotoğrafları incelenerek, kılık kıyafeti uygun bulunmayanlar mülâkatlarda elenmiştir. (EK-D Asker?i Liseye Giriş için Yapılacak mülakatlarda Öğrencilerden İstenen Bilgi Belgeler) Böylece YAŞ, Milletin manevî değerlerine ters ideolojik bir kadrolaşmanın vasıtası haline getirilmiştir.

k) Uygulamalar:

1)      İç Hukukumuzda:

Anayasamızın;

a) 2. maddesinde belirtilen ?Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.? İlkesini;

b) 10. maddesinde belirtilen ? Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.? İlkesine;

c) 24. maddesinde belirtilen ?Herkes, vicdan, dinî İnanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.? ilkesini;

d) 36. maddesinde belirtilen ?Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.? İlkesini;

e) 70. maddesinde belirtilen ?Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.? ilkesini;

İhlal etmektedir.

2)      Evrensel Hukukta ise:

a) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin  Kişi Hak ve Özgürlükleri ile ilgili Hükümlerinden:

I. ?Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.?

II. ?Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.?

III. ?Herkesin bu Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.?

IV. Herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.?

İlkelerine aykırı bulunmaktadır.

b) Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatının  Helsinki Nihai Senedinde, ?Düşünce, vicdan,din ve inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı? ile ilgili VII. Maddesinin Hükümlerinden:

I. ?Devletler, ırk, cinsiyet, dil ve din ayırımı gözetmeksizin, herkes için düşünce, vicdan, din veya inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gösterirler.?

II. ?Devletler, kendi vicdanının buyruğu uyarınca, tek başına ya da topluca bir din veya inanca inanmak ve onun gereklerini yerine getirmek özgürlüğünü kişiye tanırlar.?

İlkelerine aykırı bulunmaktadır.

 

l) MEVCUT MEVZUATTA YAPILMASI GEREKEN DEĞİŞİKLİKLERİN İNCELENMESİ:

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Yüksek Askerî Şûra vasıtasıyla yürütülmekte olan hukuk dışı tasfiye işlemlerinin son bulması ve bu güne kadar gerçekleştirilenlerin telafi edilmesi için, Bu işlemlere yetki veren mevzuatta yapılması uygun olacak düzenlemeler.

1) Birinci Hareket Tarzı:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde mevcut bulunan ?Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.? Hükmünü Anayasa?dan çıkarmak.

Anayasanın kabul tarihi olan 1982 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar; YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların, bu işlemlerden dolayı yargıya baş vurmalarını sağlayacak  yasal düzenlemeyi de yapmak.

Bu değişikliğin yapılması ile, YAŞ Kararlarının yargı denetiminin dışına çıkarıldığı tarih olan 1982 tarihinden, değişikliğin yapıldığı tarihe kadar YAŞ kararları ile yargılanmadan ve kendilerine bir suç isnat edilmeden ve de savunma hakkı da verilmeden hukuk dışı olarak re?sen emeklilik işlemine tabi tutulanların ve hem de bundan sonra bu işleme tabi tutulacakların önüne yargıda haklarını arama imkânı verilmiş olacaktır. Böylece, evrensel hukukta ve Anayasamızda belirtilen bir ilkenin gereği yerine getirilmiş olabilecektir.

Ancak, bu değişiklikle keyfiliklerin önü büyük ölçüde kapanmakla birlikte, yine de Askerî yargı sistemi devreye sokulmadan, K.K.lığı/j.Gn.K.lığı tarafından, idarî işlemlerle personelin mağdur edilmesi mümkün olabilecek, personel ancak mağduriyetten sonra hak arama imkânına kavuşabilecektir.

Yeni düzenleme, tart ve ihraçların yargı vasıtasıyla yapılması dışındaki imkanları kapatabilmelidir. Çünkü, askerî Yargı TSK?de disiplinin temini için yeterli yetki ile donatılmıştır.

2) İkinci Hareket Tarzı:

926 Sayılı TSK Personel Kanunun ilgili Maddeleri ile Sb./Astsb.Sicil Yönetmeliklerinin ilgili maddelerinin değiştirilmesi:

a) 926 sayılı TSK Personel Kanunun?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? esaslarını düzenleyen, Subaylar için  50. maddesinin (c) fıkrası; Astsubaylar için; 94. maddesinin (b) fıkrası değiştirilerek ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları yargı kararları ile tescil edilen ve bu sebeplerden dolayı, Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? Haline getirilmelidir.

b) 926 Sayılı Kanunun  29.07.1983 tarih ve 2870 sayılı Kanunla değişik 50. maddesinin (d) fıkrasının son bendinin son cümlesi ile, 94. maddesinin (c) fıkrasının son bendinin son cümlesi olan ?Bu gibi subaylardan/ astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şûra kararı ile yapılır.? hükmü çıkarılmalıdır.

926 Sayılı Kanunun 50.(c) ve 94 (b) fıkralarının değiştirildiği tarih olan 29.07.1983 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar, YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların iadei itibarı ve kaybedilmiş  haklarının iade edilebilmesi için de yasal düzenleme yapılmalıdır 

c) Kanunda yapılan değişikliğe paralel olarak; ?Disiplinsizlik ve ahlâki Durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesi ve uygulanacak esasları? düzenleyen, Subay Sicil Yönetmeliğinin 92., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 61. maddelerinin ?a? ve ?b? fıkraları, YAŞ?ya sevk imkanlarını ortadan kaldıracak ve  ?disiplinsizlik ve ahlâkî durumun? yargı kararı ile tescilini şart koşacak tarzda değiştirilmelidir.

Bu değişikliklerin yapılması halinde, personele hem ayırma işleminden önce yargı önünde savunma hakkı hem de  ayırma işleminden sonra yargıda hakkını arama imkanı sağlanabilecektir. Ancak, değişiklerin yapıldığı tarihten önceki ayırma işlemleri ile mağdur edilenlerin haklarının aranması imkânı sağlanamayacaktır.

Yine tekrar etmek gerekir ki bu değişiklikler, Askerî Yargı Sisteminin bulunması nedeniyle, TSK?de disiplininin teminine bir zarar getirmeyecektir. 

3) Üçüncü Hareket Tarzı:

Birinci ve ikinci hareket tarzlarında belirtilen değişiklikleri birlikte yapmak:

Birinci ve ikinci hareket tarzlarında belirtilen değişikliklerin tamamı gerçekleştirilerek, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bünyesinde, laiklik ilkesinin de gerektirdiği inanç özgürlüğünün sağlanmasına, kişilere bağımsız yargı önünde savunma hakkı verilmesine ve mağdur edilenlerin ve edilebileceklerin yargıda hak arama yollarının açılmasına imkan saylayacağından, Evrensel insan hakları ilkeleri ile Anayasamızda belirtilen temel haklara ve hukuk devleti ilkesine uygun olacağından en iyi hareket tarzı olarak görülmektedir.


 

     

4) SONUÇ

Yapılan inceleme sonucunda:

  1. 1612 sayılı Kanunla kurulan Yüksek Askerî Şûranın; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesi gereğince kararlarının yargı denetimi dışında tutulduğu; re?sen emeklilik işlemleri için de yetkiyi, 926 sayılı personel kanunun 50. ve 94. maddeleri ile Subay ve astsubay Sicil Yönetmeliklerinin 92 ve 61. maddelerinden aldığı;
  2. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinde işaret edilen iç tehdit unsurları ile arızî bir durum olarak ortaya çıkan ve fakat hukukî dayanağı bulunmayan 28 Şubat 1997 Milli Güvenlik kurulu Kararının da uygulamayı tetikleyici etki yaptığı;
  3. Askeri yargı sisteminin, kurulan mahkemeleri ile ve yürürlükteki mevcut ceza kanunları ile silahlı kuvvetlerde disiplinin sağlanması için yeterli olduğu; ancak yargının, işlemlerin öncesinde ve sonrasında, devre dışı bırakıldığı;
  4. Re?sen emeklilik işlemlerinin, hem evrensel hukuk normlarında , hem de iç hukuk normlarımızda ve özellikle Anayasamızda belirtilen, adil ve hukuk devleti ilkeleri ile, inanç hürriyeti ve yargı önünde hak arama özgürlüğü ilkelerine aykırı olduğu; dolayısıyla bu işlemlere tabi olan personelin mağduriyetine sebep olduğu;
  5. Mevcut ve gelecek mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için yürürlükteki mevzuatta, adlî ve İdarî yargıyı belirleyici konuma getirmeye, kurum ve kurulların ise yargısız ve yargı denetimi dışında idarî işlem yapmasını engelleyici esasları içerecek aşağıdaki değişikliklerinin yapılmasının uygun olacağı:
    1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde mevcut bulunan ?Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.? Hükmünün Anayasa?dan çıkarılmasının; (Bu Hususta daha önce Yapılmış olan bir değişiklik teklifi bu belgeye EK-F olarak konulmuştur.) Ayrıca; Anayasanın kabul tarihi olan 1982 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar; YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların, bu işlemlerden dolayı yargıya baş vurmalarını sağlayacak  yasal düzenlemenin de yapılmasının;
    2. 926 sayılı TSK Personel Kanununun ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? esaslarını düzenleyen, Subaylar için  50. maddesinin (c) fıkrasının; Astsubaylar için; 94. maddesinin (b) fıkrasının değiştirilerek ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları yargı kararları ile tescil edilen ve bu sebeplerden dolayı, Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? Haline getirilmesinin;
    3. 926 Sayılı Kanunun  29.07.1983 tarih ve 2870 sayılı Kanunla değişik 50. maddesinin (d) fıkrasının son bendinin son cümlesi ile, 94. maddesinin (c) fıkrasının son bendinin son cümlesi olan ?Bu gibi subaylardan/astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şûra kararı ile yapılır.? Hükmünün metinden çıkarılmasının; (Bu Hususta daha önce Yapılmış olan bir değişiklik teklifi, bu belgeye EK-G olarak konulmuştur.) 926 Sayılı Kanunun 50.(c) ve 94 (b) fıkralarının değiştirildiği tarih olan 29.07.1983 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar, YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların iadei itibarı ve kaybedilmiş  haklarının iade edilebilmesi için de yasal düzenleme yapılmasının;
    4. Kanunda yapılan değişikliğe paralel olarak; ?Disiplinsizlik ve ahlâki Durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesi ve uygulanacak esasları? düzenleyen, Subay Sicil Yönetmeliğinin 92., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 61. maddelerinin ?a? ve ?b? fıkralarının, YAŞ?ya sevk imkanlarını ortadan kaldıracak ve  ?disiplinsizlik ve ahlâkî durumun? yargı kararı ile tescilini şart koşacak tarzda değiştirilmesinin.

Uygun olacağı sonucuna varılmıştır.


 

 

5) TEKLİFLER

Türk Silahlı Kuvvetlerinden, bir kısım subay ve astsubayların, yargılanmadan ve yargılanma hakkı da verilmeden, Yüksek Askerî Şûra kararları ile, re?sen emeklilik işlemine tabi tutulmalarının evrensel ve iç hukuk ilkelerine aykırı olmaları sebebiyle; ortaya çıkan mağduriyetlerin telafi edilmesi ve yeni mağduriyetlerin de önlenmesi amacıyla mevcut mevzuatta aşağıdaki değişikliklerin yapılmasını;

a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde mevcut bulunan ?Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.? Hükmünün Anayasa?dan çıkarılmasını;

Ayrıca; Anayasanın kabul tarihi olan 1982 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar; YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların, bu işlemlerden dolayı yargıya baş vurmalarını sağlayacak  yasal düzenlemenin de yapmasını; 

b) 926 sayılı TSK Personel Kanunun?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? esaslarını düzenleyen, Subaylar için  50. maddesinin (c) fıkrasının; Astsubaylar için; 94. maddesinin (b) fıkrasının değiştirilerek ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları yargı kararları ile tescil edilen ve bu sebeplerden dolayı, Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? Haline getirilmesini;

c) 926 Sayılı Kanunun  29.07.1983 tarih ve 2870 sayılı Kanunla değişik 50. maddesinin (d) fıkrasının son bendinin son cümlesi ile, 94. maddesinin (c) fıkrasının son bendinin  son cümlesi olan ?Bu gibi subaylardan/astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şûra kararı ile yapılır.? Hükmünün metinden çıkarılmasını;

926 Sayılı Kanunun 50.(c) ve 94 (b) fıkralarının değiştirildiği tarih olan 29.07.1983 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar, YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlaki durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re?sen emekli edilen bütün  mağdurların iadei itibarı ve kaybedilmiş  haklarının iade edilebilmesi için de yasal düzenleme yapılmasını;

d) Kanunda yapılan değişikliğe paralel olarak; ?Disiplinsizlik ve ahlâki Durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesi ve uygulanacak esasları? düzenleyen, Subay Sicil Yönetmeliğinin 92., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 61. maddelerinin ?a? ve ?b? fıkralarının, YAŞ?ya sevk imkanlarını ortadan kaldıracak ve  ?disiplinsizlik ve ahlâkî durumun? yargı kararı ile tescilini şart koşacak tarzda değiştirilmesini;

Arz ve teklif ederiz.

                                                                                                                        

 Hazırlayan

 

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl.Bşk.

 

EKLER:

EK-A : Silahlı Kuvvetlerden Çıkarmayı Gerektiren Fiiller ve Cezaları

EK-B : Örnek bir YAŞ Mağdurunun takdir listesi,

EK-C : Bilgi edinme yasası gereği, müracaat eden bir mağdura ilgili komutanlığın cevabî yazısı,

EK-D Asker?i Liseye Giriş için Yapılacak mülakatlarda Öğrencilerden İstenen Bilgi ve Belgeler,

EK-E : Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) Kararları ve Hukuk Devleti Üzerine Hukukî bir inceleme,

EK-F : Trabzon M.V. Prof Dr. Cevdet ERDÖL Tarafından TBMM?ne Sunulan T.C. Anayasasının 125. maddesinde Değişiklik Yapılması ile İlgili Kanun Teklifi,

EK-G : Erzurum Eski M.V. Mustafa Nuri Akbulut Tarafından TBMM? ne sunulan, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması ile İlgili Kanun Teklifi

 

İNCELEMEYE VE TEKLİFE İŞTİRAK EDENLER:

         Ünvanı                     Adı  ve  Soyadı                                   İmzası

  1. Em. Dz.Hak Alb.  Ahmet Cengiz Tangören
  2. Em.Hak.Bnb.       Yusuf Çağlayan
  3. Em.Top.Ütgm.     Tuğrul Ilıkkan
  4. Av                       Ahmet Taylan

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn