Askerî Yargıda İdarî Yargı Ve YAŞ (02 Aralık 2008)

ASKERÎ YARGI-4

İDARÎ YARGI VE YÜKSEK ASKERÎ ŞÛRA

Yüksek Askerî Şûra Kararlarının yargıya açık olduğu dönemde, idari işlemlere dayanak olan bu kararlar aleyhine açılan birkaç idarî davaya, örnek olarak, yer vermek istiyorum. (i)

1953:1971 döneminde terfi ettirilmeme işleminin iptali istemi ile Danıştay'da MSB aleyhine bir Tabip Albay, bir Jandarma Albay ve bir Tümamiral dava açmış ve işlemin iptali kararı verilmiştir. Bu askerler Danıştay Paşaları olarak anılmıştır.

 

1971:1982 arasında, Danıştay bünyesindeki AYİM'de, YAŞ üyesi iki orgeneral atama işleminin iptali istemi ile dava açmış ve işlemleri iptal edilmiş yani yapılan atamaların hukuk dışı olduğuna karar verilmiştir. Yine bu dönemde, terfi ettirilmeyen iki albay ile bir tümgeneral, terfi ettirilmeme işlemlerinin iptali ile ilgili açtıkları davalarda tesis edilen yanlış işlemler iptal edilmiş, davacılar karar gereğince terfi ettirilmiştir.

Bu örneklerden, YAŞ'nın sadece re'sen emeklilik işlemleri değil, terfi işlemlerinden de hukuk dışı olanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Cumhuriyet tarihinde, asker kişilerin, TSK'nın idari eylem ve işlemlerine karşı dava açma imkanı bu gelişmeyi gösterirken ve 1982 Anayasası, yargı literatürüne Askerî İdarî Yargıyı MSB'lığı bağlısı olarak sokarken; general ve amirallerin terfi ve atama işlemleri ile, bütün askeri personelin re'sen emeklilik işlemlerini düzenleme yetkisi de verilen Yüksek Askerî Şûra Kararları, aynı Anayasanın 125. maddesi ile yargı denetimi dışına çıkarılmıştır.

Askerî hakimler; (ii)

Silahlı Kuvvetler adına askerî öğrenci olarak hukuk fakültelerini okuyanlardan; ayrıca, üsteğmen iken Genelkurmay Başkanlığının müsaadesi ile veya subay olduktan sonra kendi imkanları ile hukuk tahsili yapanlardan, veyahut da kıtada başarı göstermiş ve hukuk fakültesi bitirmiş bulunan yedeksubaylardan askerlik görevleri sırasında istemde bulunanlardan Genelkurmay Başkanının istemi üzerine Milli Savunma Bakanlığınca tespit olunur.

Askerî hakimler bir yıllık adaylık süresinde başarılı olurlarsa, üç yıl sürecek hakim yardımcılığı veya savcı yardımcılığına getirilirler. Bu görevde de başarılı olmaları halinde askeri hakim yapılırlar. Adaylıkta ve yardımcılıkta başarılı bulunmayanlar askerî hakim ve askerî savcı olamazlar.

Askerî hakimlerin terfi edebilmeleri; sıralı amirlerinden aldıkları idarî siciller ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet Teftiş Kurulunun, Askerî Yargıtay Daireleri ve Daireler Kurulu ile Askeri Yargıtay Başsavcılığının verecekleri mesleki sicillerin ortalamasına bağlıdır.

Sadece terfi işlemleri değil, yeni imkanlara yol açaçak olan birinci sınıf hakimliğe seçilme niteliklerine ulaşmak; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine seçilebilmek; TSK'da mevcut sekiz askerî hakim generalden (şu an hakim general kadrosunun beşi aktiftir) birisinin kadrosunu doldurabilmek ve Anayasa Mahkemesinin iki asker hakim üyesinden birisi olabilmek, alınacak sicillere bağlıdır.

Yani, askerî hakimler, adaleti temsil ederken, beklentilerini gerçekleştirebilmek için komutanları ile de iyi geçinmek durumundadırlar. YAŞ Karaları karşısında askerî hakimlerin hakimlik teminatı da kağıt üzerinde kalmaktadır. 28 Şubat sürecinde on hakim subay mesleklerinden ve Silahlı Kuvvetlerden çıkarılmıştır.

Askerî Hakimler, hukuk ile askerlik arasında sıkışmış hukukçulardır.

 

Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temini için askerî yargı, komutanların elinde, güçlü bir imkandır.

Komutanlar, disiplin tecavüzü ve kabahati işleyen astlarını isterlerse 24 saat içinde; suç yetkilerinin dışında ise Disiplin Mahkemeleri vasıtasıyla bir ay içinde; suç daha büyükse, askerî Mahkemeler eliyle üç ay içinde cezalandırılma imkanına sahiptirler.

Orduda, disiplinin temini için, Milli Savunma Bakanlığı Karargahında Askerî Adalet İşleri Başkanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı olmak üzere iki başkanlık; yine Milli Savunma Bakanlığına bağlı Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi olmak üzere iki Yüksek Mahkeme; ihtiyaç duyulan birliklerde Askerî Mahkemeler; yine ihtiyaç duyulan birliklerde Disiplin Mahkemeleri ve her seviye komutanın cezalandırma yetkisi; Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ile Kara Kuvvetlerinde Kolordu, Deniz ve Hava Kuvvetlerinde dengi komutanlıklarda Adlî Müşavirlik teşkilâtları bulunmaktadır.

Askerî Yargı sistemi, güçlü bir sistemdir.

Askeri yargının bağımsız hale getirilmesi ve yargı birliğinin sağlanması ayrı bir mevzu olmakla birlikte; bu sistemi devre dışı bırakarak, disiplinin temini için yollar aramak acziyettir. Keyfiliktir.

Suçları ve cezaları tanımlayan kanunlar, disiplinin temini için yeterli olduğu gibi, Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun olmayanların bünye dışına çıkarılması için de yasal imkanı vermektedir. Ayrıca, disiplinsizlikleri belgelendirilerek sicil yoluyla, ama muhataplarına yargıda haklarını arama imkanı vererek, Kuvvet Komutanlıkları tarafından, idarî olarak da re'sen emeklilik işlemleri tesis etmek mümkündür. Hatta, yargıya müracaat hakkı açık bırakılarak Yüksek Askerî Şûra vasıtasıyla dahi, terfi tayin ve ordudan çıkarma gibi idarî işlemler tesis edilebilir.

Ama, yargıda, hem de komutanların yıllardır özenle oluşturdukları, askerî yargıda bile hak arama yollarını kapatmak, işlemlerin yasa ve hukuk dışı olduğunu peşinen kabul ve ilan etmek demektir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinden, 28 Şubat sürecinde, 1612 subay ve astsubay, yasal bir suç isnat edilmeden, savunma hakkı kullandırılmadan, bağımsız yargıda yargılanmadan ve yargılanma hakkı da verilmeden, disiplinsizlik yaftası altında, 1982 Anayasasının 125inci maddesinin korumasındaki (iii) Yüksek Askerî Şûra kararları ile, re?sen emeklilik işlemine tabi tutulmaları evrensel ve iç hukuk ilkelerine aykırıdır.

Yüksek Askerî Şûra Anayasa ile kendisine tanınan ayrıcalığı, hukuk dışı, ideolojik kadrolaşma amacıyla ve haksız olarak kullanmıştır. Bu yetki alınmalıdır.

Ağustos 2008 Şûrasında re'sen emeklilik işlemi yapılmamıştır. Çünkü, hem haksızlık ayyuka çıkmıştır, hem de ihtiyaç kalmamıştır. Yetkilileri hukuk çizgisinde tutmak, hukuk dışı yolları kapatmakla mümkündür. Keyfi davranmaya imkan veren Anayasanın 125. maddesi değiştirlmeli, ihdas edildiği günden bu güne kadar mağdur edilenlerin zararları da tazmin edilmelidir.

 

Bu gün (02 Aralık 2008) toplanan yılın ikinci Şûrası ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığınca, resmî internet sitesinde, akşam geç saatlerde ? Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel yapısını ve disiplinini bozacak şekilde; uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri bulunan 19 personel ile irticai tutum ve davranışları tespit edilen 5 olmak üzere toplam 24 personelin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.? açıklaması yapılmıştır.

Başbakanın ve MSB'nın muhalefet ettiği ihsas ettirilen bu kararın da hukuk dışı olduğu anlaşılmaktadır. Bu Şûrayı da ayrı bir yazımızda değerlendirelim. 02Aralık 2008

 

Adnan Tanrıverdi

E.Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

iAskeri Yüksek İdare Mahkemesinin Tarihi Gelişimi http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_menu.asp?IDNO=25

ii26.10.1963 tarih ve 357 Sayılı Askerî Hakimler Kanunu

iii1982 Anayasasının 125 maddesi Yüksek Askerî Şûra Kararlarının yargı denetimi dışında olduğu hükmünü taşımaktadır.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn