(FİLİSTİN-2) İsrail Savunma Savaşına Zorlanmalıdır (15 Ocak 2009)

Adnan Tanrıverdi tarafından yazıldı.

İSRAİL SAVUNMA SAVAŞINA ZORLANMALIDIR?

(FİLİSTİN-2)

(Bugün, "Postmoderrn Ergenekon"un son bölümünü sizlerde paylaşacaktık. Ancak gündem, Filistin konusundaki düşüncelerimizi belirtmemizi gerektirdi. Postmodern Ergenekonla ilgili tedbir konusunu inşaallah sonraki yazımızda işleyelim.) 

Her şeyin bir doyum noktası vardır. Savaşlarda da doyum noktası, zaferin hezimete dönüştüğü, taarruz veya savunmanın sürdürülebildiği son noktadır. Liderler ve ehliyetli komutanlar, bu noktaya gelmeden önce ateşkesin ve barışın yapılmasını planlarlar.

İsrail'deki Yahudi Nüfusu dört milyon civarındadır. Askerlik çağındaki erkek nüfusu en fazla 700 bin olabilir. Ordusunun seferi kadrosu ise 500 bin civarındadır. Bütün yedeklerini göreve çağırmak mecburiyetinde kalsa, evinde ve işinde kimse kalmaz. Bu hali uzun süre devam ettiremez.

 

Bugüne kadar uyguladığı savaş stratejisi, baskın şeklinde ve yoğun hava desteğinde, zırhlı birliklerle taarruz ederek, hedeflerini süratle ele geçirmek, bu safhaya yaklaşırken BM ve batı ülkelerinin araya girmesini sağlayarak, taarruzlarının hızı kesilmeden, ateşkes yapmaktır.

Yani, İsrail Ordusu taarruzî harekât için hazırlanmış bir ordudur. Kurulu birlikleri ile taaruzu yürütürken, yedeklerini seferber edip, hedeflere ulaşan birliklerini yedeklerle değiştirmek suretiyle, yormadan, muharebe sahası dışına çıkarmaktadır. Son Gazze Saldırısında da (27 Aralık 2008), saldırının onyedinci gününde, yedeklerini cepheye sevk ettiği haberini almaktayız. Her halde, öldürmekten yorulan birliklerini değiştirmek için.

İsrail'i mağlup etmek için, savunmaya zorlanmalı, bütün kuvvetleri angaje edilmeli ve savaşın süresi uzatılmalıdır.

27 Aralık 2008 Gazze Saldırısın'da İsrail'in HEDEFLERİ neler olabilir?

ABD'nin yeni Devlet Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın, barışçı bir tavır sergileyeceği (ABD buna muhtaçtır) deklare edilmektedir. Barış havarisi gibi gelecek, ABD ve İsrail'in son hattine varan zulmündan, Filistin ve Irak halkını kurtarıcı rolü oynayacaktır. O halde İsrail'in bu saldırıdaki hedefleri, ABD Başkanlarının devir ve teslimi yapılmadan:

Uygun Ateş Kes Şartları Nasıl Olmalıdır?

İsrail'in Filistini benzeri hamleler ile adım adım genişleyerek yok ettiği unutulmamalıdır. Verilen şehitlerin, çekilen yokluk ve acıların, yıkılan şehirlerin bir karşılığı, İsrail'den alınmadan, Filistin Halkı pes etmemelidir. Gerekirse, aynı kayıpları tekrar vermeyi göze alarak geleceğini riske atmayan bir ateşkes istemelidir. Bunun için;

Türkiye Ne Yapmalıdır?

En geç orta vadede, Türk ve İsrail Silahlı Kuvvetlerinin karşı karşıya geleceği artık görülmelidir. İsrail ile dostluktan ziyade düşmanlığı gerektirecek bir hedef çakışması mevcut olduğu unutulmamalıdır. Filistin'deki mukavemetin devamı Türkiye'nin güvenliği için de gereklidir. İsrail'in genişlemesine müsaade edilmemelidir. Bunun için İsrail'in 1949'da Birleşmiş Milletlerce belirlenmiş sınırları dışına taşmasını engelleyecek derecede milli güç unsurlarını devreye sokmalıdır.

Türkiye, İsrail'e, Arap ve İslâm Dünyasına ve batıdaki İsrail destekçilerine, kararlılığını göstermek için:

İslâm Alemi Ne Yapmalıdır

Bütün İslâm Coğrafyasındaki çatışmaların, savaşların ve tecavüzlerin gerçek sebebi, İslâm aleminin müşterek bir iradeye sahip olamamasıdır. Türkiye'nin Filistin meselesinde atacağı cesur ve kararlı adımlar, sınır komşularımız başta olmak üzere, çok sayıda İslâm devletinin dış politikalarını yeniden düzenlemelerine sebep olacaktır. Hassasiyetimiz, hem İsrail, hem de Batılılar tarafından dikkate alınacaktır.

Bu nedenlerle, aşağıdaki faaliyetler, Türkiye tarafında yürütülmeli ve desteklenmelidir.

Türk Devletleri, tarihi boyunca batının İslâm alemini hedef alan 21 Haçlı Seferini önlemiştir. 22, 23 ve 24. Haçlı Seferi diyebileceğimiz, II. Dünya Harbi ile gelen işgaller, İsrail Devletinin kurulması ve ABD'nin Irak'ı işgalinde görev almamıştır. Sonunda iş yine Türkiye'ye düşmüştür. Bu sorumluluktan kaçınmak, tarihi misyonumuza, mensup olduğumuz medeniyete olan vecibelerimize ve Türkiyenin bekasına ters düşmektedir.

Gayret bizden takdir Allah(cc)'dandır. 12 Ocak 2009

Adnan Tanrıverdi

E.Tuğgeneral

ASDER Gnl.Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn