TBMM Demokrasi Komitesinin Çalışmaları Hakkında (24 Temmuz 2005)

Adnan Tanrıverdi tarafından yazıldı.

(TBMM Demokrasi Komitesinin Demokrasi Vakfı Ve ABD National Democratic Institute Kurumu ile ortaklaşa yürüttüğü Sivil Toplum Örgütleri ile istişare programında, Komite üyelerine, 28 Temmuz 2005 tarihinde Bursa?da gerçekleştirdiği toplantı sırasında sunulan ASDER görüşüdür.)

TBMM DEMOKRASİ KOMİTESİNİN ÇALIŞMALARI HAKKINDA

1. TBMM Demokrasi Komitesinin  Türk toplumunun nabzını tutma imkanı vereceği için, sivil toplum örgütleri ile istişare imkanı veren benzeri toplantıların yapılmasının yararlı olduğunu düşünüyoruz. Ancak, bu faaliyetin, neden bir ABD Kurumu olan ?National Democratic Institute? ile ortaklaşa yapıldığını anlamakta zorluk çekiyor ve bu işbirliğini yadırgıyoruz.

ABD?nin Müslüman ülkelerdeki hedefleri herkesçe malum iken, demokrasi getirme söylemi ile bir ülkeyi kan gölüne çeviren bu ülkenin çıkarlarını korumak üzere oluşturulmuş bir oluşumuna; Ülkemizin Sivil Toplum Kuruluşları ile istişare ve Türk toplumunun eğilimlerinin tespiti imkanının bu kuruluşa bahşedilmenin yanlışlığının altını çizmek istiyoruz. TBMM?nin başka ülkelerin yönetimlerine müdahale imkanını kendi ülkesi için araştıran bir kuruma alet edilmesini tasvip etmiyoruz.

 

Bu vesile ile ABD?nin Irak ve Afganistan işgallerini ve bu ülkelerdeki zulümlerini kınıyor, işgallere  en kısa sürede son verilmesini istiyoruz. TBMM?nin de Türkiye?nin ABD?nin işgal edilen İslâm ülkelerindeki girişimine ortak olmasının engellemesini bekliyoruz. 

2. TBMM?nin Milli ve manevî değerlerin yaşanıp geliştirilmesinde etkili olamadığı gerçeğinin de altını çizmek istiyoruz. Milletin iradesi TBMM?nde tecelli ettirilmelidir.  28 Şubat 1997 tarihinden bu yana irtica söylemi ile birlikte toplumumuzun dini duyarlığı yüksek olan kesimi büyük mağduriyetlere uğratılmıştır. Sayısı 1000?i geçen Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) mağdurları bu gurupların başında gelmektedir. Yetkisi dahilinde olan bu sorunu çözmek için TBMM?nin bir gayreti olmamıştır.

a. Üyelerimiz, kanunsuz ve hukuk dışı olarak, YAŞ kararları ile  kazanılmış özlük hakları ellerinden alınarak mağdur edilmişlerdir. Mağduriyetleri sıralarsak :

b. Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) olarak, bütün bu mağduriyetlere rağmen, meşru ve yasal zeminde hareket etmeye ve üyelerimizin geçmişte ulaştıkları statü ve kalite düzeyinde kalmaya özen göstererek, mücadelemizi:

Sürdüreceğiz.

c. Tabii ki TBMM?nin sayın üyelerinden olumlu, somut ve fiili adım ve destek bekliyoruz. Bu çerçevede olmak üzere:

3.  Müktesebatları ve aldıkları askeri eğitim nedeniyle üyelerimiz, Ülkemizin Güvenliği ve uygulanan Milli Güvenlik politikaları ile de yakından ilgilenmektedirler.

Tespit edildiği tarihten itibaren takip eden on yılda uygulanan iç ve dış politika seçeneklerine istikamet veren ve damgasını vuran;  ?Milli Güvenlik Siyaset Belgesi? ve bu belgenin hazırlanması da bu kapsamda mütalaa edilmelidir.

Bütün Devlet Çarkına ivme ve hareket verici nitelikte olan bu belgedeki değerlendirmeler doğru olmaz ise, yakın tarihimizde ve halen olduğu gibi, Devlet ile Millet bir biri ile boğuşmaktan ve istikrarsızlıktan kurtulamaz.

Milli Değerleri geliştirici öğeleri taşımayan Milli Hedefler Devletin bekâsını sağlayamaz. Milletin sahip olduğu milli ve manevi değerleri tehdit olarak gören değerlendirmeler, milletin kendisini devlete düşman gösterir ve Devleti kendi Milleti ile uğraşmaktan başka görevleri yerine getirmesine fırsat bırakmaz.

Devletin ve Milletin gerçek dış düşmanları olan güçler, müttefik olarak görülür ittifaklar bunlarla kurulur ise, bu mihrakların. Devletimizi yıkıcı hedeflerine ulaşmaları kolaylaştırılmış olur. 

Devletimizin yönetiminde çok önemli rolü olan ve bazı çevrelerce ?Derin Devlet?  uygulamaları olarak nitelendirilen ?Milli Güvenlik Siyaset Belgesi?nde, Bakanlar Kurulu yetkisinde olan üç ana konu var ki, meselenin esasını teşkil etmektedir.  Bunlar; Milli Hedefin Belirlenmesi, İç ve Dış Tehditlerin belirlenmesi ile takip edilecek Milli Güvenlik Siyaseti ve Diğer Siyasetlerin belirlenmesi konularıdır. Belge içindeki, Silahlı Kuvvetler tarafından belirlenen ?Savunma Siyaseti? dayanağını o konulardan alır. 

Mevcut uygulamalarda Bakanlar Kurulu bu yetkisini Milli Güvenlik Kurulu Genel sekreterliği vasıtasıyla Genelkurmaya devretmiş gibidir. TBMM de bu önemli konuda , sanki icrayı denetim dışı bırakmış gibidir. Gizli oturumlarda belgedeki temel değerlendirmeler ve politikaların TBMM denetiminden geçirilmesi alışkanlığının, TBMM gündemine sokulmasının; ülkemizin istikrarı ve Milli Menfaatlerinin korunması bakımından büyük yararlar sağlayacağı kanaatini taşımaktayız.

Çalışma ve gayretlerinizin Milletimize ve Devletimize hayırlı olması dileğiyle saygılarımızı sunarız. 24 Temmuz 2005

Adnan Tanrıverdi
Emekli Tuğgeneral
ASDER Genel Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn