Bu Kadar Yıkıcı Yetki Başsavcıya Fazladır (16 Mart 2008)

BU KADAR YIKICI YETKİ BİR KİŞİYE FAZLADIR 

Yargıtay Başsavcısına tepkiler çığ gibi...

Toplumun her kesiminden, çalışanlar, emekliler, iş adamları, emekli askerler, emeklisi ve çalışanı ile memurlar, üniversiteliler, gençler, yaşlılar, AKP? ye oy verenler-vermeyenler, icraatından memnun olanlar-olmayanlar infial içindeler. Kiminle konuştuysam ?bu kadarda olmaz ki !? diyor.

Temel hak ve özgürlükler üzerindeki anlamsız baskı ve yasakların kalkmasını ümit edenlerin üzerinde soğuk duştan da öte, bir ŞAMAR etkisi yaptı, Yargıtay Başsavcısının açtığı dava.

 

Bu girişim;

Meşru düzene, iktidar partisine, Hükümete, TBMM?ne, Cumhurbaşkanına, Milletin çoğunluğunun iradesine, milletin vazgeçemeyeceği dini değerlerine, geleceğine, hoşgörüsüne; Devletin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal istikrarına, iç ve dış itibarına, birliğine ve bütünlüğüne, güvenlik ve bekasına, bölgesel ve dünya üzerindeki hak ve menfaatlerine, milli çıkarlarına;

Millet tarafından yetkilendirilmemiş tek kişi tarafından yapılan; bölücü, yıkıcı, reddedici, dışlayıcı, toplum içinde düşman kutuplar oluşturucu, kaosa yol açıcı, yasakçı, makyavelist ve meşruiyet kisvesine büründürülmüş;

Bir YARGISAL DARBE girişimidir. 

Türk milleti hakarete maruz kalmıştır. Demokratik, laik ve sosyal vasıfları öne çıkarılan ve kuvvetler ayırımı ilkesini benimseyen Devletin Sistemi  büyük yara almıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti telafisi mümkün olmayacak derecede zarara uğratılmıştır. 

Bu girişim;

TBMM?nin Cumhurbaşkanının seçmesini engelleyen, 02 Mayıs 2007 tarihli Anayasa Mahkemesi kararının tekrarını isteyen; 22 Temmuz 2007 tarihindeki Genel Seçimlerin rövanşı niteliğinde, Milletin çoğunluğuna, çoğunluğun savunduğu değerlere, milli iradeye ve TBMM?nin yetkilerine karşı meydan okuma anlamına gelen bir girişimdir. 

Hedefi;

  • Mümkün olabilirse iktidar partisinin yönetici kadrosunu siyaset dışı bırakarak, TBMM?deki sandalye dağılımını etkilemek,
  • Anayasa Mahkemesindeki dava sürecinde, iktidar partisinin, yargı baskısı nedeniyle, tutuk davranmasına ve özgürlükler konusunda pasif kalmasına sebep olarak, oy oranını azaltmak,
  • Anayasa Mahkemesi önünde bulunan, Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağının kalkmasına mani olmak için yapılan Anayasa değişikliklerinin iptali için Mahkemeyi etkilemek,
  • Yargı baskısı ile, Yeni Anayasa Çalışmalarını sekteye uğratmak,
  • Temel hak ve özgürlükler üzerindeki yasak ve kısıtlamaların kaldırılması için başlatılan çalışmaları sekteye uğratmak ve bu yöndeki olumlu ve ılımlı havayı yok etmek olabilir.

Yani, dini hayat üzerindeki baskıların devamını, istikrarsızlığı isteyen ve milletin manevî değerlerini devlete tehdit olarak gören ideoloji sahibi  oluşumlara hizmet eden iç siyasete dönük kısır ufuklu bir girişimdir. 

Milletten onay almamış ve millete de hesap verme sorumluluğu bulunmayan bir kişiye veya kurula, özellikle de milletin değerlerini tehdit olarak gören ideolojik kadrolaşmanın sağlandığı durumlarda, işleyen devlet çarkına çomak sokma imkanı veren anayasal ve yasal yetkiler,  Devletimizi büyük zararlara uğratmaktadır. Yargıtay Başsavcısına verilen dava açma yetkisi de, Anayasa Mahkemesine verilen parti kapatma yetkisi de fazladır. Milletin önündeki, millete rağmen konulan engellerin kaldırılması için; Yargıtay Başsavcısının ve Anayasa Mahkemesinin TBMM?ne karşı sorumlu hale getirilmesini sağlayacak değişikliklerin yapılmasına acilen ihtiyaç vardır. 

Geçmiş uygulamalarda, tepkisiz kalındığında hangi akıl almaz kararların altına imza atıldığı düşünülmeli ve iktidar partisinin kapatılmasına kadar varacak kararların Anayasa Mahkemesinden çıkabileceği uzak ihtimal olarak görülmemelidir. 

Bunun için, TBMM yetkilerini kullanarak, Milliyetçi Hareket Partisi?nden basiretle yapılmış olan Anayasa değişikliği talebi değerlendirilmeli, Milli İradenin ve TBMM? nin tek belirleyici unsur olmasını sağlayacak şekilde Anayasa?da;

  • Yargıtay Başsavcısının Anayasa Mahkemesinde açacağı parti kapatma davalarında TBMM?nin onayını;
  • Anayasa Mahkemesi Kararlarının da TBMM tarafından onaylanması ile yürürlüğe girmesini;

sağlayacak değişiklikler geciktirilmeden yapılmalıdır.

Anayasa değişikliği için atılacak kararlı adımlar, İktidar Partisinin ve başka partilerin kapatılması için başlatılan girişimlerin Devletimiz ve Milletimiz üzerindeki menfi etkilerin izalesi için, zaruri olan en önemli tedbirler olarak görülmektedir. 16 Mart 2008

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn