Şura Toplantıları
İleri Demokrasiye Geçişin Son Aşamaları Yaşanıyor (1 Ağustos 2011)
İLERİ DEMOKRASİYE GEÇİŞİN SON AŞAMALARI YAŞANIYOR
Ağustos 2010 Şûrasından sonra, 9 Ağustos 2010 tarihinde ?Darbeci Geleneğin Devri Kapanıyor mu? başlıklı yazımızda, EVET dedikten sonra Orgeneral Işık Koşener'le yeni bir dönemin başladığına işaret ederek ;
?Yeni kadronun en şansız tarafı; TSK bünyesi içinde, hakkında darbe hazırlığı içinde olmaktan dolayı iddianame hazırlanarak suçlanan ve bu iddiaların ciddi bulunarak mahkemeler tarafından kabul edildiği için yargı önünde darbe zanlısı olarak bulunan bir kısım üst düzey komutanların hala aktif görevde olmasıdır.
Bu durum Silahlı Kuvvetlerimizin ve üst komuta kademesinin başını ağrıtmaya devam edecektir. İfadeye çağırılmalar, yakalanma veya tutuklanma kararları, bu kararlara uyulmaması gibi sebeplerden dolayı TSK'nin üst komuta kademesi bu yeni dönemde de suçlanmaya devam edecektir.
Gönül isterdi ki bu YAŞ toplantısı (Ağustos 2010) bu meseleye noktayı koysun. Şaibe altında olanlardan TSK'ni temizlesin ve yeni dönem, temiz bir sayfa ile başlasın. Tabii bu gerçekleşmedi.
Şimdi yeni komuta kademesi, darbecilikten yargılanan subay ve generalleri, kendi istekleri ile emekliliğe zorlamalıdır. Emekli olmayanları da Aralık 2010 Şurasında re'sen emekli etmelidir.
Artık Ordumuz; darbeci kadrolardan arındırılmalı, cuntalara son vermeli, ideolojik cuntalaşmalara imkan veren mevzuatın, liyakati öne çıkaracak şekilde yeniden düzenlenmesine yardımcı olmalı; asli görevine dönmeli, Kendisini siyasetten arındırmalı, İç güvenlikten sıyrılıp, dış tehditlere yönelmelidir. 09 Ağustos 2010? değerlendirmesi ile bitirmiştik.
Devamını oku: İleri Demokrasiye Geçişin Son Aşamaları Yaşanıyor (1 Ağustos 2011)
2010 Ağustos Şûrası (10 Ağustos 2010)
2010 AĞUSTOS ŞÛRASI İLE
DARBECİ GELENEĞİN DEVRİ KAPANIYOR MU?
Evet, kapanıyor diyebiliriz.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un emekliye ayrılması ile, Türk Silahlı Kuvvetlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Siyasî hayatında yeni bir dönem açılıyor.
Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile birlikte, TSK' de üst komuta kademesini, geçmiş elli seneye nazaran farklı, çağdaş düşünceye açık ve hukukun üstünlüğüne inanan yeni bir zihniyet dolduracaktır.
DARBECİ GELENEK 27 MAYIS 1960 DARBESİ İLE BAŞLADI:
28 Şubat 1997 Post Modern askeri darbesi dahil, son 50 yıla damgasını vuran bütün darbeler ve tesis edilen Askerî ve Yargı vesayetinin kaynağı ve mimarı 27 Mayıs 1960 darbesidir.
Bu darbe sadece millete ve sivil iradeye karşı yapılmamış aynı zamanda Ordunun üst kademesini de tasfiye etmiştir.
Darbeyi yapanlar genç subaylar cuntasıdır. 38 kişilik Milli Birlik Komitesinde, 5 general, 8 albay, 8 yarbay, 11 binbaşı, 6 yüzbaşı bulunuyordu.
Darbe ile birlikte, Devletin ve TSK'nın yönetimi Milli Birlik Komitesinin eline geçmiştir. Bu durumdan rahatsız olan üst komuta kademesi ve generaller tarafından 06 Ocak 1961 tarihinde ?Silahlı Kuvvetler Birliği? adı ile yeni bir cunta oluşturulmuş ve darbeciler arasında da bölünme ve mücadele başlamıştır..
Milli Birlik Komitesinin bir kısım üyeleri Silahlı kuvvetlerin fiili iktidarının devam etmesini isterken; Silahlı Kuvvetler Birliği mensupları iktidarın sivillere teslim edilmesi, ancak inkilaplarda etkili olamazlarsa fiili müdahale yapılmalıdır fikrini savunmuşlardır. Darbenin şekli konusundaki bu kutuplaşma 12 Mart 1971 tarihine kadar devam etmiştir.
1960 ihtilalini takiben, Ağustos 1960-Şubat 1961 tarihleri arasında, darbeye destek vermeyen 235 general ile 5000 üst rütbeli subayın Silahlı Kuvvetlerle ilişiği kesilmiştir.
Yani, darbe taraftarı olmayanlar tasfiye edilmiş, geriye Devlet yönetiminde Silahlı Kuvvetlerin devamlı söz sahibi olmasını isteyenler kalmıştır. İşte son 50 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde darbe ve müdahalelere liderlik eden kadrolar, 1960 ihtilaline egemen olan zihniyeti benimseyen askerler olmuştur. Bu kadrolar hem birbirleri ile mücadele etmiş, hem de devletin yönetimine müdahale etmişlerdir.
Milletin Beklentisine Cevap Veremeyen Bir YAŞ Toplantısı Daha (06 Aralık 2009)
MİLLETİN BEKLENTİSİNE CEVAP VEREMEYEN
BİR YAŞ TOPLANTISI DAHA...
Ağustos 2009 YAŞ toplantısından bu güne tam dört ay geçti.
Bu süre içinde TSK ile ilgili baş döndürücü bilgiler basın vasıtası ile ortaya saçıldı.
Islak imzalar, ihbar mektupları, ses kayıtları, kafes planı, TSK'nin katsayı hassasiyeti..
Kamu oyu, Silahlı Kuvvetler içinde ciddi bir gayri meşru örgütlenmenin mevcudiyeti hakkında derin kuşkulara düşürüldü.
Aralık YAŞ toplantısından ezber bozucu açıklamalar bekliyorduk.
Milletin istekleri istikametinde, Silahlı Kuvvetlerimizi iç politikanın içinden çekip çıkaracak ve darbe geleneğini yıkacak düzenlemelerle ilgili meselelerin görüşüldüğünü duymak istiyorduk.
Bu YAŞ bir dönüm noktası olmalıydı.
Maalesef, basın açıklamasındaki başlıklar ümitlerimizi boşa çıkardı.
Devamını oku: Milletin Beklentisine Cevap Veremeyen Bir YAŞ Toplantısı Daha (06 Aralık 2009)
TSK Hukuk Çizgisinde Kalamadı (04 Aralık 2008)
TSK HUKUK ÇİZGİSİNDE
KALAMIYOR
02 Aralık 2008 tarihinde toplanan yılın ikinci Şûrası ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı, resmî internet sitesinde, ? Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel yapısını ve disiplinini bozacak şekilde; uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri bulunan 19 personel ile irticai tutum ve davranışları tespit edilen 5 olmak üzere toplam 24 personelin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.? açıklamasını yapılmıştır.
Silahlı Kuvvetlerimizin hukuk çizgisinde kalacağına dair Ağustos 2008 Şûrasında oluşan ümitlerimiz boşa çıkmıştır.
Devamını oku: TSK Hukuk Çizgisinde Kalamadı (04 Aralık 2008)
Maneviyat Ordunun Gücünü Arttırır (03 Kasım 2008)
Maneviyat ORDUNUN Gücünü Arttırır
(03 Kasım 2008 Tarihli Vakit Gazetesinde Yayınlandı)
Sayın Serdar Arseven köşesine 16 ve 18 Ekim tarihlerinde iki yazımı aldı. Kendilerine nezaketinden dolayı teşekkür ediyorum.
O yazılardan dolayı pek çok dualı yorum aldık. Onlar düşüncelerimizi tasvip ediyor ve bize katıldıklarını ifade ediyorlar. Teşekkür ediyorum.
Bir okurumuz da e-mail adresime gönderdiği mektup ile bize beddua etmiş. Mesajında aynen;
"paşam, tugay yönetmemişsin, tarikat kurmuşsun. yaş ta atılanların yarısı benden diye övünüyorsun. bu millet sana parayı tugayı idare et diye mi, yoksa tarikat kur diye mi verdi. aldigin paranin burnundan gelmesini çoluğuna çocuğuna yaramamasını yüce ALLAH tan diliyorum." diyor.
Devamını oku: Maneviyat Ordunun Gücünü Arttırır (03 Kasım 2008)