YAŞ VE AYİM'E alternatif, MGK ve Sivil İdare Mahkemesi olabilir (23 Kasım 2010)

   

YAŞ MAĞDURLARI

YAŞ'IN VE AYİM 'İN İNSAFINA BIRAKILABİLİR Mİ? 

12 Eylül 1980 ihtilali ile birlikte;

  • Anayasanın yürürlüğe girişine kadar 2324 Sayılı Kamu Düzenini koruma Kanunu ile;

  • Anayasanın kabulü ile birlikte geçici 15. maddenin koruması altında;

  • TSK Personel Kanununda disiplinsizlik nedeniyle re'sen emeklilik işlemi yetkisini YAŞ'a veren değişikliğin yapıldığı 1983 tarihinden itibaren de Anayasanın 125. maddesinin şemsiyesinde;

Yüksek Askeri Şura ideolojik tasfiye mekanizması olarak görev yapmıştır.

Bu mekanizma, 1983 öncesinde 1020; sonrasında da yoğunluk 28 Şubat 1997 döneminde olmak üzere 1637 subay ve astsubayı savunma hakkı vermeden, yargılamadan ve yargıya baş vurma imkanı da ellerinden alınarak mağdur etmiştir. 

 

12 Eylül Referandumu, 1982 Anayasası ile bir kısım kurulların kararlarına getirilen yargı denetimi engelini kaldırmış, bu meyanda Yüksek Askeri Şura (YAŞ)'nın disiplinsizlik nedeniyle re'sen emeklilik işlemlerini de yargı denetimine açmıştır.

Değişiklik, yapıldığı tarihten sonraki işlemlere yargı yolunu açarken, önceki işlemlerin kamu vicdanında açtığı yarayı saramamıştır.

Bu yaranın sarılması elzemdir.

Nasıl sarılacağı, siyasî iradenin basiret ve kararlılığına bağlıdır.

YAŞ, 1980:2010 ARASINDA VERDİĞİ KARARLARI GERİ ALIR MI?

Basına yansıyan haberlere göre, çıkarılacak uyum yasası ile; mağdur askerlerin önce YAŞ'a müracaat etmesi; YAŞ'da da, çıkarılmayı hak etmeyenler hakkındaki re'sen emeklilik işlemlerinin geri alınması, işlemi geri alınmayanların da Askeri Yüksek İdare Mahkemesine (AYİM) başvurmaları sağlanacaktır.

Ağustos 2010 toplantısındaki gerginlik, 2002 yılından beri Başbakan ve MSB'nın muhalefet şerhine rağmen alınan kararlar, 29 Ekim resepsiyon krizi  ve Şûranın iki sivile karşı 15 asker üyesi dikkate alındığında; YAŞ Üyelerinin insafa gelerek daha önce verilmiş kararları kaldıracak iradeyi göstereceklerini düşünmek, gaflet olmaz ise saflık olur.

Belki popüler olmuş bir kaç tanınmış kişiye ait işlemi göstermelik olarak kaldırabilir. Ama genel haksızlığı giderici bir tutum beklemek gerçekten saflık olur.

Bu durumda YAŞ'ın fonksiyonu, önceki re'sen emeklilik işlemlerini onaylayarak, mağdurlara AYİM yolunun açılmasını sağlamaktan ileri gitmeyecektir.

AYİM ADİL KARAR VEREBİLİR Mİ?

Askerî Yüksek İdare Mahkemesine seçilen hakim ve subay üyelere bu görevde bulundukları sürede sicil verilmemektedir.

Aynı kademede olanların arasındaki kıdem, üye seçilmeden önceki sicillerine göre yapılmaktadır. 

Hakim sınıfından olan üyeler arasında kıyasıya bir generallik ve mahkeme başkanlığı yarışı her devre mensupları için sürdürülmektedir.

Sicil almayan hakim üyeler, kararları ile idareye yaklaşarak temeyyüz etmeye çalışmaktadırlar.

Bu bakımlardan, yüksek yargıdaki hakimlerin rütbe taşıması hem hakim teminatını zedelemektedir, hem de yargı bağımsızlığını ihlal etmektedir.

Subay üyelerin azami kalış süresinin 4 yıl olması ve kurmay subaylar arasından seçilmesi, bu üyelerin idarenin kontrolünde tutulmalarına sebep olmaktadır. Mahkeme üyeliğinden sonra tekrar rütbesinin gerektirdiği askeri görevlere dönecek bu subaylar, tayin ve terfi beklentisi içinde, idareye bağımlılıktan kurtulamamaktadırlar.

AYİM'e üye olarak seçilenler,

  • Subay üyeler dahil,  rütbelerinden istifa etmiş sayılsalar,

  • Subay üye olarak seçilenler de yaş hadlerine kadar göreve devam etseler,

  • Mahkeme Başkanları, Daireler genel kurulu kararı ile seçilecek, üniforma ve rütbesinden sıyrılmış, üç kişi arasından Cumhurbaşkanınca atansa,

ideolojik kadrolaşmayı hesaba katmaz isek, hakim teminatı, bu güne nazaran oldukça iyi bir şekilde temin edilmiş olacaktır.  

Ancak köklü bir çözüm istendiğinde;

  • Sivil üyelerden oluşacak AYİM' in Danıştay'a, Askeri Yargıtay'ın da Yargıtay'a birer daire olarak bağlanması en ideal şekildir.

  • Adlî müşavirlerin dışında, askerî mahkemelerde görevlendirilecek hakim ve savcıların sivil olması,

  • Terfi ve atamaların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yapılması, ideal askeri hakim teminatı sağlayacaktır.

Asgarî sayılan değişiklikler yapılmadan, mevcut hali ile AYİM'den adil, Genelkurmaydan bağımsız ve tarafsız karar vermesini beklemek de, gerçeklerle bağdaşmayacaktır.

Sonuçta;

Basında yer aldığı şekli ile mağdurları YAŞ ve AYİM'e teslim edecek bir yasa, görünürde eski YAŞ mağdurlarına yargıya başvurma hakkını vermiş olacak, ama, mağdurların ikinci defa hüsrana uğramalarından başka bir işe yaramayacaktır. Mağdurların tamamına yakınını ferdi olarak Anayasa Mahkemesine, TBMM insan Hakları Komisyonuna ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne götürecektir.

En uygun çözüm;

Referandum ile son verilen uygulamaların geçmişte mağduriyetlere sebep olduğu kabul ediliyorsa ve gerçekten mağduriyetlerin kaldırılması isteniyor ise, tesis edilen haksız işlemleri ortadan kaldıran ve kaybedilmiş hakları teslim eden bir yasa çıkarılarak mesele TBMM'nde çözülmelidir.

Eğer, re'sen emekli edilenlere uygulanan işlemin haklı olup olmadığının mutlaka idare tarafından gözden geçirilip yargı denetimine tabi tutularak belirlenmesi prensip olarak kabul ediliyorsa; o zaman, YAŞ ve AYİM dışında bir çözüm aramak gerekmektedir.

MGK ve yetkili Sivil İdare Mahkemesi alternatif çözüm olabilir.

28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan ve siyasete müdahale niteliği taşıyan 18 maddenin dördü, YAŞ mağdurlarının durumu ile ilgilidir.

MGK bu günkü yapısı ile YAŞ'ya nazaran daha tarafsız karar verebilecek bir yapıya sahiptir. Beş askere karşılık Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların oluşturduğu yedi sivil üyesi bulunmaktadır.

YAŞ Mağdurlarının şahsi dosyaları (1.,2.,3. sicil üst ve Kuvvet Komutanlığı nezdindeki) bütün içerikleri ile birlikte MGK'na getirilebilir. Asker üyeler, tesis edilen re'sen emeklilik işlemlerinin kaldırılması halinde ortaya çıkacak olumsuzlukları ifade etme imkanına sahip oldukları gibi, sivil üyeler de önlerine getirilen dosyalarda hak ihlalinin bulunup bulunmadığını inceleyebilirler. MGK'ndan, YAŞ'ya nazaran daha tarafsız ve adil karar çıkacaktır.

MGK'nca, önüne gelen dosyalar içinde, re'sen emeklilik işleminin kaldırılmamasına karar verilenler ise, yine yasa ile vaaz edilmiş ve bu maksatla görevlendirilmiş sivil idare mahkemesine sevk edilerek, işlemi kaldırılmayanlar için yargıya başvurma hakkı ve tesis edilen işlem hakkında yargı denetimi yolu açılabilir. Sivil idare mahkemesinin, AYİM ile mukayese edilemeyecek derecede bağımsız ve hakkaniyetli kararlar vereceği kuşku götürmez bir gerçektir.

Bu alternatifin uygulanabilmesi için, uyum yasası çıkarılmalı ve bu yasa ile;

  • 12 Eylül 1980 tarihinden, uyum yasasının çıkarılacağı tarihe kadar, YAŞ Kararları ile TSK'nden çıkarılanların dosyaları MGK Genel Sekreterliğine gönderilmesi;

  • Bu dosyaların, MGK Genel Sekreterliğinde, içinde sivil idare hukukçularının da bulunduğu bir komisyon tarafından incelenmesi;

  • İncelenen dosyaların MGK'na sevki ve bu kurulca incelenip karara bağlanması;

  • MGK'nca re'sen emeklilik işlemlerinin kaldırılmasına karar verilenlerin özlük haklarının emsallerine intibak ettirilmesi ve kaybedilmiş hakların iadesi;

  • İşlemleri onaylananların ise, tefrik edilmiş yetkili İdare Mahkemesine başvurması;

İmkanları sağlanmalıdır.

Tesis edilen bütün re'sen emeklilik işlemlerinin bir yasa ile kaldırılmasının bazı mahzurlar içerdiği kanaati mevcut ise, MGK ve yetkili sivil idare mahkemesi alternatifi kullanılmalıdır. 23 Kasım 2010

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

 

 

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn