Çeşitli TV Programları ve Röportajlar

Uncategorised

Irak'ta Müslüman'ca Çözüm İstiyoruz (12 Haziran 2014)

IRAK?TA MÜSLÜMAN?CA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Irak?ta önemli ve ciddi gelişmeler oluyor.

Gelişmelerin, Suriye?dekine benzer, Sünni-Şii çatışmasının başlangıcı olarak görülmesi gerekir.

Ortadoğu?da parçalanmanın planlayıcılarının yeni bir safhanın fitilini ateşlediklerini söyleyebiliriz. ABD işgali ile ekilen tohumlar meyvelerini vermeye başladı.

Ayrıca Kuzey Irak?ta siyasi organizasyonunu tamamlamış bir Sünni Kürt Özerk bölgesi ve bu Kuzey Irak Kürt bölgesi ile fiili irtibatı sağlamış olan Doğu Suriye?deki, Suriye muhalefetine nazaran daha organize PYD (Demokratik Birlik partisi) hâkimiyetindeki Suriye Kürt Bölgesi dikkate alındığında, Sünni-Şii Çatışmasının içinde etnik Kürt-Arap Çatışması ihtimali de başlatılmış olan iç harbe başka bir boyut kazandırmaktadır.

34 Milyon olan Irak Nüfusunun %75?i Arap, %20?i Kürt ve %5?i de Türk olarak gösteriliyor. Ayrıca toplam nüfusun %70?i Şii, %30?unun da Sünni olduğu biliniyor.

Devamını oku: Irak'ta Müslüman'ca Çözüm İstiyoruz (12 Haziran 2014)

35. Madde Çağa Uygun Olmalı (01 Temmuz 2013)

TSK İÇ HİZMET KANUNUN

35' İNCİ MADDESİ

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONUNDA

İktidar ve muhalefeti ile, 211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 35. Maddesinin değişmesi hususunda ülke sathında bir uzlaşma sağlanmıştır diyebiliriz.

Bu madde cuntacılar tarafından darbelere dayanak yapıldığı gibi, darbeci cuntaların oluşmasında da teşvik edici bir unsur olmuştur.

Mevcut hali ile ?Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.? bu madde; Silahlı kuvvetlerimizin dış güvenlikten ziyade iç güvenliğe yönelmesine, siyasete müdahale etmesine, siyasi iktidarları vesayet altına almasına ve rejim muhafızı gibi görev yapmasına neden olmuştur.

Bu görevi yapabilmek için de rejim düşmanları yaratarak, ülke sathında devlet eliyle bölünmelere yol açmıştır.

Devlet mekanizmasında otoriter bir konuma geldiğinden denetlenememiş, kendi başına buyruk hale gelmiş ve yurdu koruma görevinden ziyade, daha kolay olan, yetişme şartlarına uygun olmamasına rağmen, rejimi koruyan iç güvenlik kuvveti haline dönüşmüştür.

Bunun sonucu olarak da müdahaleler, darbeler ve vesayet sistemi oluşmuştur.

35. Madde, geniş bir bakış açısı ile, TSK?nin yeniden yapılanması kapsamında ele alınmalıdır.

TSK rejim muhafızı olmaktan çıkarılmalıdır.

İç güvenlik görevi TSK?nin sorumluluğundan alınmalıdır.

TSK, Siyasetin dışına çıkarılmalıdır.

Tamamen dış tehditlere karşı kullanılacak bir konuma ve güce getirilmelidir.

Barış zamanında, gerginlik döneminde ve savaş halindeki görevleri ifade edilmelidir.

Barış zamanında, kıtalararası ve denizaşırı mesafelere, ittifaklar çerçevesinde güç göndermeye imkân vermelidir.

Savunma konsepti değiştirilerek, yurt savunması sınır ötesinden başlatılmalıdır.

Olağanüstü durumlarda, parlamento onayıyla, özel yetişmiş unsurlarının iç güvenliğe tahsis edilebilmesi için de bir açık kapı bırakılmalıdır.

 

Yeni 35. Madde şöyle ifade edilebilir:

?Silahlı Kuvvetlerimizin Vazifesi:

  • Milli hedeflere ulaşmak için tespit edilen milli politikaları desteklemek,
  • Yurdumuza karşı, sınır ötesinden gelebilecek silahlı tecavüzleri caydırmak,
  • Tecavüzü, vaki olmadan önce sınır ötesinde önlemek,
  • Dışarıdan tecavüz vaki olduğu halde, yurdumuzu topyekûn savunma esasına göre savunmak,
  • Kolluk Kuvvetlerinin yeterli olamayacağı olağanüstü durumlarda, iç güvenlikte kullanılmak üzere, TBMM'nin kararı ile, kolluk kuvvetlerini uygun unsurlarla takviye etmektir.?

Bunun dışında, Milli Güvenlik Kurulunun yapısı ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinin iç tehdit bölümü de 35. madde ile birlikte ele alınmalıdır.

Devletimizin selameti ve Milletimizin refahı için; Ülkemiz ve Milletimiz, dışa yönelmiş bir silahlı kuvvetlere layıktır ve muhtaçtır. 01 Temmuz 2013

 

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASSAM Ynt.Krl Bşk.