Genelkurmay Başkanı, Simetrik Psikolojik Harekât Yapıyor (13 Şubat 2010)
GENELKURMAY BAŞKANI
SİMETRİK PSİKOLOJİK HAREKÂT YAPIYOR
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bir hafta arayla, yandaş iki gazeteyle mülakat yaptı. Hürriyet ve Haber Türk Gazeteleri ile.
İlki yumuşak bulundu. İkincisi sert.
Birincisi vaziyeti idare etmek içindi. İkincisi biraz zılgıtlı.
Bize göre, Genelkurmay Başkanı ?simetrik psikolojik harekât? yapıyor.
Silahlı Kuvvetler mensuplarına ve masaya vurması için sabırsızlanan sivil yandaşlarına moral vermek amacına yönelik bir psikolojik harekât.
Ama Silahlı Kuvvelerin ve bir kısım militarist insanların moralini düzeltmek isterken, Milletin kahir ekseriyetini teşkil eden, mütedeyyin insanların huzurunu kaçırdığını fark etmelidir.
Aslında mütedeyyin insanları fark edebilse, bütün sorunlar son bulacaktır.
Bu tür hasbihâlleri hep yandaş medyasıyla değil de, biraz da bizim yandaki medya ile yapsa daha etkili olabilir.
Sonra savaşta değiliz, sıkıyönetim de yok, askerin morali neden bozuk?
Barıştayız.
Devletin kurumları yerli yerinde.
Meclis çalışıyor.
Yürütme ve yargı da görevlerini yapıyor.
Demokrasinin kuralları işliyor.
Silahlı Kuvvetler neden rahatsız?
Hem, ?Kendi halkını düşman gören ordu olur mu?? diye soruyorsunuz. Hem de, Silahlı Kuvvetlerin morali için savaşacağınızı söylüyorsunuz.
Kiminle savaşacaksınız?
Ülkemizde, yargı hep böyle işler.
Zanlıları tespit eder. Yargılar. Suçluları cezalandırır. Suçsuzları serbest bırakır. Basın da bunu takip eder.
Bunun neresi moral bozucu?
Ya bir de, YAŞ gibi, savunma almadan, yargılamadan ve yargılama hakkı da bırakmadan, kanunda yazılı olmayan suçlarla suçlayıp, hüküm verse, ne yapardınız?
Yoksa, çizme aşılarak yapılan müdahale ve müdahale teşebbüslerinin yargı önüne getirilmesinden ve Milletin önüne serilmesinden mi rahatsızlık duyuluyor?
Sonra bir sözünüz var ki, astınızdan biri böyle bir şey söylese, başka bir zarara sebep olmasa bile, en azından emre itaatsizlikte ısrar olur.
Gevşek Federatif Yapı konusunda Meclis tarafından alınacak bir kararın yanında olmayız diyorsunuz.
İşte bütün mesele burada.!
Siyasetin programında böyle bir konu var mı yok mu, bilinmiyor. Ama, bu soruya Genelkurmay Başkanımızın, ?o husus TBMM' nin sorumluluk alanına girer. Biz Meclisin kararlarına uyarız? demesini bekleriz.
Hürriyet ekibi ile yapılan mülakatta, İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin değişmesi ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinde irticanın iç tehdit olmaktan çıkarılması ile ilgili tartışmalara girmeyeceğinizi belirtmiştiniz.
Buna, bir hafta sonra dayanamadınız. Siyasete girdiniz.
Sonuçta;
Silahlı Kuvvetler değişmeli, değişmek zorundadır. Değişecektir. Siz de bunu göreceksiniz ve bu günkü direnmenizin ne kadar anlamsız kaldığını anlayacaksınız.
Bunun için;
Önce siyasetin dışına çıkarılmalı.
Sonra, iç güvenlik görevlerinden arındırılmalı ve tamamen dış tehdit hedeflerine yönlendirilmeli.
Jandarma ile kendi arasındaki göbek bağı kesilmeli.
Tüm Milletin tabi olduğu hukuk ve yargı sistemine tabi olmayı içine sindirmeli.
Hukuk dışı tasfiyelere son verilmeli, yeni alınanların seçiminde, ideoloji değil, liyakat öne çıkarılmalıdır.
İşte, TSK' ni milletin kalbine yerleştirecek ve Silahlı Kuvvetlerin bozuk olduğunu söylediğiniz moralini düzeltecek adımlar bunlardır.
Daha önemlisi de, profesyonel personelin içine düşürüldüğü manevi boşluktan çekip çıkarılmasını sağlayacak radikal tedbirlerin alınmasıdır. 13 Şubat 2010
Adnan Tanrıverdi
Emekli Tuğgeneral
Ayrıca, bir kısım bilgilerinizi de Milletle paylaşacağınızı söylüyorsunuz. Her halde bu açıklamayı da üçüncü yandaş gazete ile yapacağınız mülakata bıraktınız.
Bu kadarını söyledikten sonra açıklamaktan vazgeçerseniz, güvenirliğiniz kalmaz.
Belki de gündemi sarsacak konulardır.
Siyasetle mi, yoksa yargı ile mi ilgili? Sorun bu ikisi ile olduğuna göre. Anlaşılan önümüzdeki günlerde sürprizler olabilir. Hayırlısı olsun.