TSK'dan Çıkarılma Çok Ağır Bir Cezadır (10 Şubat 2006)
TSK?DEN ÇIKARILMA ÇOK AĞIR BİR CEZADIR
Genelkurmay Askeri Mahkemesi, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil?i haksız mal edinme suçundan 2 yıl 6 ay, memuriyet nüfuzunu kötüye kullanma suçundan da 5 ay hapse mahkum etti. Karar 07 Şubat 2006 tarihinde açıklandı. Kararın temyiz edileceği açıklandı.
Olayın Faydalı ve Kaygı verici tarafları:
Cumhuriyet tarihinde emsaline rastlanmayan bir olay.
Bu yargılama; Silahlı Kuvvetlerimizin üst kademelerini işgal eden ve edecek general ve amirallerimizin, görevi ile ilgili işlem ve eylemleri ile kişisel tasarruflarında, yasalara uyulması bakımından, daha titiz davranmalarına sebep olacağından, faydalı bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Öte yandan mahkeme sonucu; toplumumuzu habis bir hastalık gibi saran yolsuzluk, haksız kazanç sağlama ve keyfi idare musibetlerinin, Devletimizin en düzenli kurumu olarak kabul edilen, Silahlı Kuvvetlerimizin Kuvvet Komutanlığı makamına kadar sıçramış olduğunun görülmesi, gerçekten kaygı verici bir olay olarak görülmelidir.
Gelişmede Basının ve Genelkurmay Başkanımızın Katkısı Var:
Gelişmeyi iki şeye borçluyuz. Birisi basında ve internet ortamında yolsuzlukların ve kanunsuzlukların üzerine bilgi ve belge destekli olarak gidilmesidir. Diğeri ise, Genelkurmay askerî savcısına eski bir kuvvet komutanı hakkında soruşturma açma yetkisini ancak Genelkurmay Başkanı verebilirdi. Sn. Genelkurmay Başkanımızın, Nisan 2005?de Harp Akademi Komutanlığında yapmış olduğu yıllık Askerî-Politik Durum değerlendirmesinde, ortaya koyduğu iç tehditlerden biri de yolsuzluktu. Değerlendirmeleri ile uygulamaları paralellik gösterdiğinden, Sn Genelkurmay Başkanımız takdirle karşılanmalıdır. Diğer taraftan suçun işlendiği devrin Genelkurmay Başkanı Sn. Hüseyin Kıvrıkoğlu?nun bu konuları fark edememesini de bir eksiklik olarak kabul etmek gerekir.
TSK?den Çıkarılma Çok Ağır Bir Cezadır:
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral İlhami Erdil?i, kararın açıklanmasından sonra basın açıklaması yaparken, televizyon ekranlarında gördük. Hakkında verilen hükümlerden, kaynağını açıklayamadığı İstanbul?daki iki evine zorla el konulması ile aldığı 2 yıl 6 ay mahkumiyet cezasının kendisini fazla etkilemediği; ancak yıkılmasına, perişan olmasına sebep olan ve kabullenemediği hükmün, Silahlı Kuvvetlerden Çıkarılma ve dolayısıyla rütbe ve makamının geri alınması cezası olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü sahip olduğu amirallik makamının kendisinden alınamayacağını ifade ederken ağlamaklı olmuştur.
TSK?den çıkarılma cezasının ne kadar ağır bir ceza olduğunu en iyi mensubu bulunduğumuz ?Adaleti Savunanlar Derneği? (ASDER)?in sayın üyeleri bilirler. Son 12 yıl içerisinde, sorgusuz sualsiz, kendilerine yasada yazılı bir suç isnat edilmeden, yargılanmadan, savunmaları dahi alınmadan, irtica sendromu içinde, şartlanmış şahıslarca hazırlanmış karalama raporlarını dayanak yapan Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararları ile; 1250 subay ve astsubay, rütbesi, ünvanı ve sıfatları bir anda, derisi yüzülür gibi üzerinden çıkarılarak Silahlı Kuvvetlerin dışına bırakılmışlardır. Halen de bırakılmaya devam edilmektedir. Hem de başka sivil-resmi-yarı resmi hiçbir kurumda çalışma imkanı bırakılmadan. Biz bu arkadaşlarımızın, bu tür cezalandırmalardan ne kadar muzdarip olduklarını, her gün dinlediğimiz yeni hatıralarla tekrar tekrar yaşadığımız için SİLAHLI KUVVETLERDEN ÇIKARILMA CEZASININ NE KADAR AĞIR BİR CEZA OLDUĞUNU EN İYİ BİLENLERDENİZ. Kötü durumlarda söylenen bir söz vardır. Allah (cc) düşmanıma vermesin deriz. İşte bu ceza o tür bir cezadır.
İşin ilginç ve düşündürücü bir diğer yönü de İlhami Erdil Amiralimizin Donanma Komutanlığı ve Kuvvet Komutanlığı yaptığı 1997-2001 yılları arasında 4 yıl süre ile YAŞ üyeliği de yapmış olmasıdır. Bu dönemde TSK?den inançlarını yaşamlarına uyguladıkları için, ?disiplinsizlik? suçu kisvesi altında en yoğun tasfiye harekâtı uygulanmıştır. 215?i subay, 461?i astsubay olmak üzere toplam 676 kişi Silahlı Kuvvetlerden çıkarılmıştır. Sn Erdil?in bu şahıslar hakkındaki YAŞ kararları altında imzaları bulunmaktadır. Ayrıca hem Donanma ve hem de Kuvvet Komutanlığı yaptığı dönemlerde bizzat Sn Erdil tarafından YAŞ?a sevk edilen onlarca dosya bulunmaktadır.
Yaraya tuz basmak gibi bir düşünce içinde olmamız mümkün değildir. Ancak bu kadarını da hatırlatmadan geçemeyiz. Maddi cezalar bir tarafa da, hayatınızı hasrettiğiniz Silahlı Kuvvetlerden çıkartılmak çok acı geliyor değil mi, İlhami Erdil Amiralim. Bir de, yasal bir suç isnat edilmeden ve de yargılanmadan olursa, varın siz düşünün, bu duruma düşenlerin hallerini.
YAŞ Mağdurlarının Hukukunu Koruyunuz:
Üyemiz olsun olmasın,Türkiye?nin her tarafından; Yaş Kararı ile silahlı Kuvvetlerden çıkarılmış veya çıkarma tehdidi altında olduğu için, bir yanlışlığa kurban olmamak için kendi isteği ile emekli olmuş çok sayıda arkadaştan, E.Ora. İlhami Erdil?in yargılanma sonucunun kendi durumları ile ilişkilendirilmesini isteyen tepkiler alıyoruz. Bu yazımızda mağdur arkadaşlarımızın, durumlarını ifade ederek bir nebze de olsa ıstıraplarını hafifletmek amaçlanmıştır. Zaten bu dernekte aktif görevi de, tertemiz olduklarına ve mağdur edildiklerine inandığım insanların oluşturduğu bir hak arama kurumu olarak gördüğüm için kabul ettim.
Söz buraya gelmişken, kanayan bu yarayı durdurabilecek, Devletimizin tepesindeki dört büyüğümüze seslenmek istiyorum. Sn. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, yeni mağduriyetler olmasın ve eski mağdurların da hukukunu koruyun. İrtica ve benzeri iç tehdit değerlendirmeleri, konjektürel nitelikli suç değerlendirmeleridir. Bu devirde baş tacı olanlar başka zamandan amansız tehdit olarak görülebilir. Milletin ortak inancına ve değerlerine sahip insanlar Devlete tehdit olmaz. Onlar ancak Devletin fedaileri olur. Yarın Silahlı Kuvvetlere başka bir ideoloji hakim olsa bu defa kimler tehdit olarak değerlendirilir ve kıyıma tabi tutulur acaba?
Bakınız şimdi üst kademelere getirilecek şahısların, inanç ve ırk kökenlerine bakılmaya ve araştırılmaya başlandı. Buna sebep, Devletimizin güvenliğini tehdit eden unsurların; dışarıda aramak gerekirken, içeride, Milletin içinde, inanç ve kimlik olarak farklı olanların arasında aranmaya başlanmasıdır.
Kanayan yaranın sarılması için çözüme dönelim
Devlet, inancını yaşayan insanları, kendisi için tehdit olarak görmekten vazgeçmelidir.
YAŞ Kararı ile mağdur edilenlerden hizmeti yeterli olanlar, re?sen emekli edilmeden önceki rütbe ve ünvanları ile emekli Sb./Astsb. Olarak; hizmet süresi yeterli olmayanlar da müstafi Sb./Astsb. Olarak kabul edilsin ve sosyal hakları tanınsın.
Hizmet süreleri, emeklilikleri için yeterli olmayanlardan isteyenler, emeklilik haklarını kazanıncaya kadar, kamu kurum kuruluşlarında istihdam edilsin.
Bu hususlar toplumsal barışın temellerini oluşturur. Bu hakları verecek anlayış, Milletimizi yumak gibi birlik ve beraberlik içine sokacak, huzur ve istikrarı temin yolunu açacak ve Devletimizi bölge gücü haline getirecektir.
Yetkilileri aklı selime davet ediyorum. Bu musibetten hayırlı sonuçlar çıkar inşaallah. 10 Şubat 2006
Adnan Tanrıverdi
Emekli Tuğgeneral
ASDER Gnl. Bşk.