YAŞ Hukuk Dışı Yetkisini Kullanacak mı? (27 Temmuz 2007)

YÜKSEK ASKERÎ ŞÛRA HUKUK DIŞI YETKİSİNİ KULLANACAK MI? 

01 Ağustos 2007 tarihinde Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) toplanıyor. Bu toplantıda da terfilerin yanı sıra, disiplinsizlik nedeniyle ayırma işlemine tabi tutulacakların durumlarının da inceleneceği, basına sızan haberlerden anlaşılmaktadır. 

Bu yıl orgenerallik bekleyen korgenerallerimiz ile korgenerallik bekleyen tümgenerallerimizin tamamı ile geçmişte, devre arkadaşlığı, Harp Akademilerinde birlikte okumak, Harp Akademilerinde beraber öğretim üyeliği yapmak ve öğretmen öğrenci ilişkilerinden dolayı, hukukumuz olmuştur. Mevcut orgenerallerimizin tamamı ile olduğu gibi.

 

Her ne kadar arkadaşlık ilişkilerimiz uzunca bir süredir kopuk ise de; terfi bekleyen generallerimize başarılar ve haklarında hayırlı olanın gerçekleşmesini diliyorum. 

Ancak disiplinsizlik nedeni ile re?sen emeklilik işlemine tabi tutulma hususunun yanlışlığına, henüz daha Şûra toplanmadan, bir kez daha  dikkat çekmek istiyorum. 

Bu uygulamanın:

Birinci yanlışlığı; geçtiğimiz 10 yıllık dönemde,  dini inancını yaşamına uygulayan askerî personelin tasfiyesi için bir araç olarak kullanılmış ve TSK?lerini milletin manevî değerleri ile ters değerleri benimseyen bir kadrolaşmanın içine sürüklemiştir. Bunun tabii sonucu olarak da, Silahlı Kuvvetler, mütedeyyin siyasi kadrolar ve milli iradenin temsilcileri üzerinde baskı ve müdahale aracı olarak kullanılmıştır. 

İkinci Yanlışlığı; TSK?nin elinde adli yargılama imkanı ve yeterli yasal mevzuat var iken, bu imkanlar bir tarafa bırakılarak, yasal bir suç isnat edilemeden, savunma hakkı da verilmeden ve suçluluğu yargı önünde kanıtlanmadan, askerî şahıslar haksız şekilde ve hukuk dışı bir işlemle, Silahlı kuvvetlerin dışına çıkarılmıştır. 

Üçüncü yanlışlığı; Kuvvet Komutanlıkları eliyle de yapılması mümkün iken, hak arama imkanlarını da ortadan kaldıracak şekilde, re?sen emeklilik işlemlerinin, Yüksek Askerî Şûra vasıtasıyla yapılmasıdır. Eğer ayırma işlemleri, TSK?nin disiplini için gerekli ve adil ise, bu tür personelin yargıya başvurma imkanları neden ellerinden alınıyor ve anayasal bir hak olan eşit yargılanma ve savunma hakkı bu insanlara neden sağlanmıyor. 

Umuyoruz ve bekliyoruz ki 22 Temmuz 2007 seçimleri ile tecelli eden milli irade de dikkate alınarak, YAŞ, bu toplantısında hukuk dışı uygulamalarından vazgeçecektir. 

Bununla beraber Kasım 2006 YAŞ toplantısı sonucunda 01 Aralık 2006 tarihinde yazdığımız ?YAŞ?NIN TSK PERSONELİNİN ÖZLÜK HAKLARI İLE İLGİLİ KARARLARI HUKUK DIŞIDIR? başlıklı yazımızla; 2005 YAŞ toplantısı öncesinde 25 Temmuz 2005 tarihinde yazdığımız  ?YÜKSEK ASKERÎ ŞURA TOPLANIYOR? başlıklı yazılarımızı güncelliği nedeniyle tekrar dikkatlere sunmak istiyorum. 27 Temmuz 2007 

 

?YAŞ?NIN   TSK   PERSONELİNİN    ÖZLÜK    HAKLARI    İLE    İLGİLİ  KARARLARI   HUKUK   DIŞIDIR

(03 Aralık 2006 tarihli Yeni Asya Gazetesinde yayınlanmıştır.)

 

Ülkemiz Hukuk Devletidir. Ceza yasalarında sayılmayan ve cezası gösterilmeyen fiiller suç olarak kabul edilemez. Fiillerin cezaları da ancak bağımsız yargı tarafından verilebilir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Bünyesinde özel Kanunlarla Kurulan Mahkemeler:

a. 477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun? gereğince; Kara Kuvvetlerinde Tugay ve diğer kuvvetlerde dengi ve daha üst komutanlıklar ile ihtiyaç duyulan kıta ve karargahlarda kurulan ve hakim olmayan subay ve astsubay üyelerden oluşan mahkemeler;

b. 353 sayılı ? Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu? gereğince Kolordu, Ordu, (Diğer Kuvvetlerde dengi), Kuvvet Komutanlıkları, Genel Kurmay Başkanlığı Karargahlarında ve ihtiyaç duyulan diğer ast komutanlılarda kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan mahkemeler;

c. 1600 sayılı ?Askeri Yargıtay Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan ve tamamı asker hakim üyelerden oluşan bir üst Mahkeme;

d. 1602 sayılı ?Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan, idari yargı görevini yürüten bir Mahkeme bulunmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri için özel olarak çıkarılan ceza kanunları ve Şura Kararı ile Silahlı Kuvvetlerden Çıkarılan Personelin fiillerini tarif eden Maddeleri:

1632 Sayılı ?Askeri Ceza Kanunu?nun:

 29, 30,31. maddelerinde, ?Fer?î askeri cezalar?, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılma cezası? ve ?Türk Silahlı kuvvetlerinden çıkarılma cezasının niteliği ve sonuçları?;

Yine 1632 sayılı kanunun ?askeri Disiplini bozan sair fiiller? başlığı altında düzenlenen ?Onuncu Fasıl?ının:

a.  148. maddesinde,"Siyasi faaliyette bulunanlar",

b.  149. maddesinde, ?Müsaadesiz hayrî cemiyetlere girenler?;

Aynı Kanunun ?Askerlik haysiyetine ve şerefine dokunan suçlar ve cezaları? başlığı altında düzenlenen ?On birinci fasıl?ının:

  1. 150. maddesinde "Şeref ve haysiyete dokunan fiiller ve cezaları",
  2. 151. maddesinde ?Kumar oynayanlar? tekerrür halinde,
  3. 153. maddesinde ?İffetsiz bir kimse ile evlenenler veya böyle bir kimse ile yaşayanlar? haklarındaki cezalar belirtilmiştir.

Ayrıca, 477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu,Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun?un:

  1. 58. maddesinde ?Sarhoşluk ve yasak yerlere girmek?,
  2. 59. maddesinde ?Kumar oynayanlar? ,
  3. 60. maddesinde ?İzin verilmeyen derneklere, spor kulüplerinin faal üyeliklerine girenler? ,
  4. 61. maddesinde ?Yasak edilen kitap vesaireyi okuyan veya bulunduranlar? a verilecek cezalar, sıralanmıştır.

TSK?de disiplinin temini için; özel teşkil edilmiş mahkemeler, özel çıkartılmış kanunlar ve ilâve olarak disiplin amirlerine verilmiş yetkiler var iken; ayrıca, Yüksek Askerî Şuraya getirilmeden, Kuvvet Komutanlıkları yetkisi ile disiplinsiz personelin TSK?den çıkarılma imkânı da mevcut iken; Bütün bu imkanlar atlanarak ve kullanılmadan, askerî personelin YAŞ Kararı ile re?sen emekliye sevk edilmesi, kişilerin durumlarını yargıdan kaçırmak anlamına gelmekte ve suçlananların ellerinden adil yargılanma hakkı alınmaktadır. Bunun için bu işlemler, hukukî değildir. Yasal bile değildir. Siyasî ve ideolojiktir. Hukuk Devleti olduğumuz iddiasında samimi isek, bu yetki Yüksek Askerî Şuranın elinden alınmalı, suçlananlara yargılanma hakkı verilmeli  ve yargı devreye sokulmalıdır.

 Bu Şura kararında dikkatimizi çeken başka hususlar da var. Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verilen 37 personelin 2?si irticai nedenlerden çıkarılmış. Önce bunun üzerinde duralım. Bu şahıslar irticai faaliyet kategorisine giren ne gibi suçlar işlemişler? Tabii bu sorunun cevabını almamız mümkün olamadığı için, önceki uygulamaları dikkate alarak, biz cevaplamaya çalışalım. Ya namaz kılıyorlardır ya da eşlerinin başı örtülüdür. Şimdi de başka bir soru geliyor insanın aklına. Askeri öğrencileri de düşünürsek, profesyonel kadro mevcudu 80 binlere yaklaşan Silahlı kuvvetlerimizde, İslâmi inancını vicdanına gömemeyip, namaz kılan veya eşi başını örten bu iki kişiden başka kimse kalmadı mı? Eğer öyleyse vay halimize!..

Diğer taraftan, basına yansıdığı kadarıyla,  Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde disiplin bozucu hareketlerde bulundukları için TSK?den çıkarılan 35 kişinin ürkütücülüğüdür. Oldukça önemli bir rakam. Silahlı Kuvvetler bünyesinden basına yansıyan olaylar ve son iki Şura?da alınan kararlar dikkate alındığında, TSK?de ?askerlik haysiyet ve şerefine dokunan suçlarda? anormal bir tırmanış görülmektedir. Bildiğimiz sadece şura kararı ile çıkarılanlar. Acaba, As.C.K.?nun 29,30 ve 31. maddeleri uygulanarak çıkarılan kaç kişi var? Acaba, TSK?den çıkarılma aşamasına gelmemiş, fakat Disiplin Mahkemelerinden ve Askeri Mahkemelerden ceza almış kaç kişi var? Acaba, disiplin amirlerinin cezalandırdığı kaç kişi var?   Son 10 yıldır, TSK profesyonel kadrolarına personel alırken seçimde, ailesi fertlerinin ve kendisinin hiçbir İslâmî iz taşımamasına gösterilen titizliğin ve aranan diğer kriterlerin  tabii sonucu olarak görmek gerekir bu sonucu.

Sayın Genelkurmay Başkanımızın ve Silahlı Kuvvetlerimizin üst Komuta Kademesinin, makul, donanımlı ve aklı selim şahsiyetlerden oluştuğunu biliyor, telkin ve önerilere açık olduklarına inanıyorum. Bu nedenle samimi düşüncelerimizi iletmeyi kendimize vazife biliyoruz.

Temel mesele; idareciler adaletli olmalıdır. Bunun için kanunları hakim, hukuku üstün tutmalıdırlar. Şimdi düşününüz, suç işlediğini düşündüğümüz genç bir astsubayın, suçunun cezalandırılması ve hatasının düzeltilerek ıslâh edilmesi için; Askeri Şura?ya kadar en az 10 kademe var. Disiplin mahkemeleri var, Askeri Mahkemeler var.  Bu imkânlar ve yetkiler ülkemizde başka hangi kurumda veya hangi başka ülke silahlı kuvvetlerinde var. Bütün bu kademeler, mevcut yasalar ve imkanlarla disiplini temin edemiyorlar mı? Görevlerini yapamıyorlar mı? Astlarını  yetiştiremiyorlar mı? Adam sen de mi diyorlar da; bu kademeleri devreden çıkararak, kurtuluşu Şura kararında buluyorsunuz? Gerçekten Silahlı kuvvetlerimizin emir komuta sistemi hakkında menfi düşünceye sevk eden bir uygulama. Ne güzel, kişi haklıymış, haksızmış önemli değil, şüphelenmemiz yeterli, yargıya müracaat yetkisini de elinden alıp kapı dışarı edelim. Bu uygulamalar doğru değildir. Ben sizin yerinizde olsam, yasaları, mahkemeleri ve hukuku işletirim. Astı ile başa çıkamayan amirlerle uğraşırım.

İkinci Mesele: inanan insanları tehdit olarak görmenizdir. Unutmayınız, inançlarını hayatına uygulayan insanların bu nitelikleri, insan olarak, vatandaş olarak ve TSK mensubu olarak, görevlerine, milletine ve devletine karşı bir nakısa değildir. Olsa olsa fazilet olabilir. Üst kademelere tırmanma ideali olmayan genç insanların, (ki böyleleri  toplumun %80?ini oluşturur) toplumun ortak değer ve idealleri ile hareket etmelerini temin edemezsiniz. Toplumumuzda olduğu gibi TSK?nde de suç işleme oranındaki artışı engelleyemezsiniz. Ama inancını hayatına uygulayanlar, yani sizin irticai faaliyet içinde bulunduklarını iddia ettikleriniz müstesnadır. Bırakın Silahlı Kuvvetlerimize gelen gençler, Milletimizin dokusuna uygun olsun. Bırakın dini eğitim görmüş ve dindar ailelerin çocukları da subay, astsubay olabilsin. Kuşkularınızdan kurtulun. İslâmiyet milletimize tarihte şanlar, şerefler kazandırmıştır. Bu gün de tehdit olamaz. Dindar kesim, Silahlı Kuvvetlerimizi kendi öz malı ve öz evladı olarak görüyor. Onlara bir adım atsanız onlar koşarak sizi kucaklarlar. İrtica söylemini terk ediniz, milletimizin özünü teşkil eden insanları rencide etmekten vaz geçiniz.

Gayret bizden, tesir Allah (cc)?dendir. 01 Aralık 2006?

 

 

?YÜKSEK  ASKERΠ ŞURA  TOPLANIYOR

(25 Temmuz 2005)

 

Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) yıllık toplantılarından birincisini Ağustos ayının ilk haftasında gerçekleştirecek. Tarihi Genelkurmay Başkanınca belirlenen ikinci olağan toplantısı da genellikle Aralık ayında icra edilmektedir.

 

Ağustos Şûrası, Silahlı Kuvvetler personeli için özel bir önem taşımaktadır. Aslında Şûra gündemlerinin; 1612 Sayılı ?Yüksek Askerî Şûranın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun? gereğince :

 

a. Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan ?Askeri Stratejik Konseptin?  tespiti ve gerektiğinde yeniden gözden geçirilmesi hususlarında  görüş bildirmek,

b. Silâhlı Kuvvetlerin ana program ve hedefleri ile ilgili konularda görüş bildirmek,

c. Silâhlı Kuvvetlerle ilgili olup önemli görülen kanun, tüzük ve yönetmelik taslaklarını inceleyip görüş bildirmek,

d. Başbakan,Genelkurmay Başkanı veya Milli Savunma Bakanının lüzum gördükleri hallerde ilgili diğer konular hakkında görüş bildirmek,

e. DİĞER KANUNLARLA VERİLEN GÖREVLERİ YAPMAK.

Konularını içermesi gerekmektedir.

 

Ağustos Şûrasının gündemini; ?Diğer kanunlarla verilen görevleri yapmak? fıkrasından yetki alarak, ?926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel kanunu?nun ve bu kanuna dayanarak hazırlanan ?Subay ve Astsubay Sicil Yönetmeliklerinin? terfi, tayin, emeklilik ve tasfiye yetkileri veren hükümleri ile ilgili konular işgal etmektedir. Yani Silâhlı Kuvvetler Personelinin önemli özlük hakları ile ilgili konular Ağustos Şûrasında görüşülmektedir.

 

SİYASΠ ASKERÎ KADROLARA  SİYASİLER KARIŞABİLMELİDİR

 

Bu nedenle, Ağustos Şûrası sonuçları Silâhlı Kuvvetler Personeli  tarafından heyecan, ümit, kuşku, bazıları için hırs ve bazıları için de korku ve endişe ile beklenen kararlardır. Hazırlıkları aylar öncesinden başlar. Çünkü bu toplantı, bir görevin yerine getirilmesinin yanı sıra Silahlı Kuvvetlerdeki kadroların belirlendiği ve kadrolaşmanın sağlandığı bir toplantıdır. Bir yanlışlık olmasını ve kadroların, istenmeyen ve güdüme girmeyecek kişiler tarafından işgal edilmesini önlemek için aylar öncesinden hazırlıklar yapılır. Daha dar çerçeveli resmi olmayan toplantılarla  kanaatler yönlendirilir. Çatlak ses çıkması önlenir. Özellikle de siyasîlerin etkili olmasını önleyici tedbirler alınır.

 

Halbuki, özellikle Gnkur.Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Gnl. Komutanlığı ve hatta orgeneral ve oramiral rütbeleri; Milli Güvenlik Kurulu ve YAŞ üyelikleri nedeniyle siyasî işlevi bulunan makam ve rütbelerdir. Bu makamları işgal edecek kişilerin siyasi iktidar ve kadrolarla uyum içinde çalışabilecek yapıda olmasını istemekten daha doğal ne olabilir? Aksini düşünmek, istikrarsızlığa ve devletin kademeleri arasında çatışmaya davetiye çıkarmak anlamına gelir. Bu makam ve rütbe sahiplerinin zaman zaman  siyasî işlev yüklenmelerine rağmen;  seçim ve görevlendirilmelerinde, YAŞ?ın tabiî üyeleri olan ve icraatlardan da esas sorumlu olan Başbakan ve Milli Savunma Bakanları, kadroların oluşturulmasında etkisiz bırakılırlar. Bu durumun istisnaları da yok değildir. Başbakanın devletin yönetimine hakimiyeti, Yüksek Askerî Şûra kararlarına etkisi ile doğru orantılıdır. Yani iktidarların muktedir olabilmeleri için bu toplantı sonuçlarının isteklerine uygun şekillenmesini sağlamak için risk almalarına değmez mi?

 

YAŞ  MAĞDURLARININ HAKLARI

 

Bu girişten sonra esas üzerinde durmak istediğim diğer önemli bir konuya, YAŞ toplantılarının sonuçlarına değinmek istiyorum.

Genel Başkanı bulunduğum, Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER)?in üyelerinin çoğunluğunu oluşturan YAŞ Mağduru Silahlı Kuvvetler mensuplarının sayısı bini aştı. Her YAŞ toplantısında bu kervana yeni mağdurların katılmasından endişe duyuyoruz.

Silahlı Kuvvetlerdeki hizmet süresi iki yıldan 30 yıla kadar uzanan üyelerimiz vardır. Bu üyelerimizin bağımsız her hangi bir Mahkemede tespit edilmiş suçu olmadığı ve görevlerindeki başarıları takdirnamelerle kanıtlandığı halde, indî ve ideolojik değerlendirmelerle ve disiplinsizlik bahanesi ile bütün kazanılmış hakları da ellerinden alınarak, Silahlı Kuvvetlerden tasfiye edilmişlerdir.

Üyelerimiz; şerefli bir geçmişe sahip oldukları halde, onur kırıcı bir zaruretler ortamına itilmişler, ikinci yaşamlarında bir taraftan haysiyetlerini muhafaza mücadelesi verirken bir taraftan da geçim sorunlarını gidermek için olağanüstü gayret göstermek mecburiyetinde bırakılmışlardır. Bu yetmezmiş gibi, Kamunun mülkî ve mahallî idarelerinde ve bunlara bağlı şirketlerde ve hatta özel kurum ve kuruluşlarda; kendilerine iş verilmemesi için tedbirler alınmış, baskı ve engellemelere hedef olmuşlardır.

 Türk Silahlı Kuvvetlerindeki hizmetleri sırasında en üst düzey çalışma performansı gösterdikleri, onlarca  takdirname ile tescil edilmiş olan üyelerimiz; Silâhlı Kuvvetler müstafi ve emeklilerine tanınan, Askeri Hastane, Orduevi, Askerî Kamp gibi sosyal kolaylıklardan yararlanma ve TSK Emekli Kimlik kartı, silah taşıma ve bulundurma imkanlarından mahrum edilmişlerdir.

Üyelerimizden emeklilik hakkını kazanmış olanlar, ?Emekli Sandığı Emeklisi? gibi garip bir statüye sokulmuş, yıllarca hizmet verdiği TSK ile bağ kuracak bütün sıfatlardan soyutlanmıştır. Hatta hizmet süresi içinde ulaştığı derece ve kademe itibarı ile yurt dışı seyahatlerde kullanmaya hak kazandığı ?yeşil pasaport? edinme imkanlarından da hukuk dışı bir uygulama sonucu, İçişleri Bakanlığının 1997 yılında yayınladığı bir genelge ile, mahrum edilmişlerdir.

Üyelerimiz, derecesini kendileri ve aile fertlerinden başkasının tahmin edemeyeceği psikolojik bunalım içine düşürülmüşlerdir. Aradan geçen 10 yıl gibi uzun bir süreye rağmen etkiden kurtulamayanların olduğu bilinmelidir.

 

ASDER  MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEKTİR

 

 Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) olarak, bütün bu mağduriyetlere rağmen, meşru ve yasal zeminde hareket etmeye ve üyelerimizin geçmişte ulaştıkları statü ve kalite düzeyinde kalmaya özen göstererek, mücadelemizi:

  • Halen görevde bulunan başka meslektaşlarımızın da benzeri mağduriyetlere maruz bırakılmamaları için,
  • Devletimizin ve Milletimizin göz bebeği olan Silahlı Kuvvetlerimizde, Milletimizin sahip olduğu değerlere taban tabana zıt inanç ve ideoloji mensuplarının kadrolaşmasına dikkat çekmek için,
  • Özellikle de üyelerimizin gasp edilen kazanılmış hak ve statülerinin iade edilmesi için,
  • Dini duyarlıkları nedeniyle özellikle Devlet organları tarafından mağdur edilen her kesimden insanımızın, sorunlarının çözümüne yardımcı olmak için,

Sürdüreceğiz.

 

YAŞ Kararları ile tasfiye edilenlerin disiplinsiz olmadığı ve hiçbir şekilde Devlete tehdit teşkil etmedikleri, TSK?de disiplinin tesisi için gereğinden  fazla Askerî Yargı merciinin  bulunduğu, YAŞ?ın bu görevi üslenmesine ihtiyaç olmadığı hususları toplumumuzun tamamına yakın bir kesimi tarafından kabul görmektedir. Buna rağmen hala bu tür hukuk dışı işlemleri tesis eden kurumlar ve makamlar ancak kendi güvenirliklerini tehlikeye atmaktadırlar.

 

YETKİLİLERE  ÇAĞRI

 

Yeni bir şûra toplantısı öncesinde Sn. Başbakanımıza, Genel Kurmay Başkanımıza, Milli Savunma Bakanımıza ve Şûra üyelerimize sesleniyorum; bu yanlış uygulamalara son veriniz.

  • Yeni mağduriyetlerin önlenmesi ve Silâhlı Kuvvetlerimizin  ?Peygamber Ocağı? niteliğini muhafazaya devam imkânının sağlanması için, YAŞ Kararlarının Personel özlük haklarını yok edecek şekilde işlemesini engelleyecek yasal düzenlemeler yapılmasına imkan hazırlayınız.. Bu maksatla; 1612 sayılı  Yüksek Askerî Şûranın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 3(e) maddesi ile; 926 Sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun50. ve 94. maddeleri ile bu kanunun verdiği yetki ile hazırlanan TSK Subay Sicil Yönetmeliğinin 91 ve 92 nci maddeleri ve Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60 ve 61inci  maddelerinin yeniden düzenlenmelerini sağlayınız.
  • Üyelerimizin maddî ve manevî zararlarının tazmin edilmesini, kazanılmış özlük hak ve menfaatlerinin iade edilmesini, henüz emekliliğini kazanamamış olanlardan isteyenlerin uygun bir kamu kurumuna yerleştirilmelerini sağlayacak girişimlerin önünü  açınız.
  • Yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar, inançlarından dolayı vazgeçemedikleri yaşantılarına tahammül edilemeyen Silahlı Kuvvetlerimizin dinî duyarlığı yüksek personelini, mağdur edilmeden başka kurumlara kaydırarak, oralarda istihdam imkânı yaratınız. Bakanlıklar arası personel transferi mümkünken, yuvadan atılanları barınaksız bırakmak insaf ölçülerine sığar mı? Konuya biraz daha insancıl bakınız. Bu gençlerin de bizim insanımız olduğunu unutmayınız. Askerler katı tutumlarından vazgeçmezler ise gelecek vebali siyasîler paylaşmamalıdırlar.

 

SONUÇ:

 

YAŞ istişarî bir kurumdur. Kararlarının uygulanmasından Bakanlar Kurulu sorumludur.

TSK?nin en üs Rütbe ve Makamlarını işgal edecekler siyasî otorite ile uyumlu şekilde çalışabilecek fikir ve düşünce yapısına sahip kişilerden seçilmelidir.

YAŞ Kararları ile mağdur edilmiş eski Silahlı Kuvvetler personelinin kazanılmış hakları iade edilmeli, emeklilik hakkını elde edememiş olanlar Kamu Kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmelidir.

Tasfiyeler sonucunda TSK?deki düşünce, fikir ve inanç ekseninin hangi istikamete kaydığı ve Milletin büyük kısmının sahip olduğu değerler ekseni ile ne derecede uyum sağladığı hususu daha dikkatlice düşünülmelidir.

Yeni mağduriyetlere sebep olunmamalı, yargı kararları dışında kişilerin özlük hakları ile oynama yetkisi kurumların  yetkisinden çıkarılmalı, Yargıda tescil edilmiş bir suçu olmadığı halde Silahlı Kuvvetler bünyesinde tutulmak istenmeyen personel diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında istihdam edilmelidir.

2005 Ağustos Şûra Kararlarının Milletimize hayırlı olması dileklerimle. 25 Temmuz 2005?

 

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Genel Başkanı

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn