ABD'ye 'EVET' demenin bedeli (19 Mart 2003)

  ABD'ye 'EVET' demenin bedeli...

 Azor Zirvesine katılanları, Dünya'ya yeni bir düzen vereceğiz diyerek yola çıkan , ancak, Dünya'da huzursuzluk ve bozgunculuğa sebep olacak, ŞER İTTİFAKI olarak nitelendirebiliriz. Bu zirvede, bu ittifakın BM'e, Türkiye'ye ve Irak'a üç ayrı mesajı ve ültimatomu vardı. BM blöfü görmedi ve talebi reddetti. Irak tehdide karşı meydan okudu. Sıra Türkiye'de. Eğer Türkiye de gerçekleri görür ABD taleplerini reddedebilirse, ABD'nin diplomatik hezimeti tamamlanmış, yanlışta ısrar etmesi halinde, askerî mağlubiyetine zemin hazırlanmış olur. Ama tehdit ve baskılara dayanamayıp, hava koridorunu açmaya karar verirse, gelişmeler hava sahasının tamamını açmak mecburiyetinde bırakır. Hava üs , alan ve sahasını açınca, kara sahasını da açmak zorunda bırakılırız. Bu durum Türkiye'nin işgali demek olup, bu da Türkiye'nin müstemleke durumuna düşmesine sebep olur. Bu gün hayır diyemeyenler, yarın hep evet demek mecburiyetinde kalırlar. Eğer ABD taleplerine EVET denilirse, aşağıdaki sonuçlarla karşılaşmamız sürpriz olmamalıdır.

 

A. TÜRKİYE AÇISINDAN :  

  • Parlamentomuzun kararı ile ABD askeri gücü ülkemize davet edilmiş olur.   
  • Askerî güç kullanmadan, savaşsız ve ABD yönetiminin dahi hayal edemediği kolaylıkla, 20-30 yıl sonra ulaşmayı planladığı hedef , yani Amerikan işgali, kendi yasama organımızca meşrulaştırılmış olur.   
  • Türkiye iç ve dış siyaset , sosyal, ekonomik ve askerî konularda ABD'ye bağımlı, ABD'nin menfaatlerine uygun olarak ve ABD Büyük Elçiliğince yönetilen bir sömürge ülke durumuna düşer.   
  • Güneydoğu Bölgemize Türkiye'den koparılmış bir bölge gözü ile bakmaya başlamamız gerekir. Dolayısıyla , bu bölgemizdeki doğal kaynaklar , Petrol ve GAP Barajlarında depolanan suyun değerlendirilmesinde Milli ihtiyaçlar ikinci plana itilir.   
  • ABD vaad ve taahhütleri için , ABD milli çıkarlarının gerektirdiği ilave şartları yerine getirme koşulu öne sürülür.   
  • Topraklarının tamamını ABD'ye tahsis eden Kuveyt ve benzeri ülkeler Azor zirvesinde ne kadar söz sahibi olmuşsa, bundan sonra Bölge ve Dünya meseleleri ile ilgili ŞER İTTİFAKI'nın yapacağı zirve ve toplantılarda, Türkiye'nin söz hakkı da o kadar olur.   
  • Dünya üzerindeki en küçük ülkeler bile bizimle olan meselelerini, bizi muhatap almadan ABD ile halleder duruma gelir. Ülkemiz içindeki makamlar bile ABD onayına tabi olur.   
  • ABD'nin Irak'la yapacağı sıcak savaş süresince, asgari 2-3 aylık istila safhasında, ağırlıkla Güneydoğu Anadolu, genelde bütün Türkiye'de ; kara, hava, deniz ve demiryolları ile vasıtalarında birinci öncelik ABD'nin askerî ihtiyaçlarına tahsis edilir. Güvenlik ve hizmetleri Türk makamlarına sağlattırılır. Harp ve harekât alanı içerisinde kalan bir kısım Güneydoğu Anadolu illerimizde olağanüstü hal ve sıkıyönetim uygulama mecburiyetinde bırakılırız. ABD personeline karşı tepkilerin önüne kendi güvenlik güçlerimizle çıkmak zorunda kalırız. Irak'ta ABD'nin işi zora girince Silahlı Kuvvetlerimizin işe karıştırılmasını önleyemeyiz. Kuzey Irak'taki oluşumun resmîleşmesini önlemek bir yana, buna hizmet ettiriliriz.   
  • Yüz milyar dolara mal olan bölücü terörle mücadeleye yeni baştan başlamak mecburiyetinde bırakılırız.   
  • ABD ve İsrail'in Ortadoğu ve Dünya politikalarının aleti oluruz. Komşu ülkeler üzerindeki ABD ve İsrail emellerine maşa yapılırız.   
  • Ekonomimiz uluslararası sermayenin kontrolüne girer, paraya kul olanlar iş başına gelir, bu sermayenin sahipleri patron, bunlara hizmet edenler yardakçı, diğer Milletimizin büyük bölümü de kendi Vatanında işçi,ırgat ve amele durumuna getirilir.   
  • Milletimiz psikolojik bunalıma sürüklenir. Hiç bir şeye güveni kalmaz. İstikrar bozulur. Krizler krizleri kovalar. Halen yaşayanlar değil, henüz dünyaya gelmemiş nesiller dahi bu durumun müsebbiplerini lânetler. Müsebbipler ilâhi takdirin gazabından kurtulamaz. Hasılı ülkemiz, daha saymakla bitiremeyeceğimiz ve telafisi mümkün olamayacak zararlara maruz kalır.

     

    B. IRAK AÇISINDAN :  

  • Irak'ın hayati stratejik hedeflerine, ABD birliklerinin bir mermi dahi atmadan, hafif silah menziline kadar yaklaşmasına fırsat sağlayarak, Irak'ın savunmasının çökertilmesine sebep olacak yardım ve desteği vererek, komşumuza yapılabilecek en büyük ihaneti yapmış olacağız.   
  • Yardım ve yataklığımız, ABD'nin en düşük zayiat ve maliyetle Irak'ı işgaline imkân vereceği için, ABD'yi Irak'ı işgale teşvik etmiş olacağız. Katliamlarına ve hukuk dışı eylemlerine ortak olacağız.

     

    C. ORTADOĞU AÇISINDAN :

    Ortadoğu'nun ABD kontrolüne tam olarak girmesini ve İsrailleştirilmesini kolaylaştırıp , süratlendireceğiz.

    SONUÇ: Yukarıdaki sonuçları doğuracak bir ABD birlikteliğinin olmaması için bu ülke evlâtlarının tamamına yakınının canını feda etmeye hazır olduğu kanaatindeyim. Hükümetimizin sayın üyeleri, TBMM'mizin değerli mensupları, bizi ölmeden öldürmeyin. Eğer icabediyorsa zillet içinde değil, bırakın inançlarımız ve VATANIMIZ için ölelim. Allah aşkına ABD taleplerine hayır deyin.

    19 Mart 2003

     

    Adnan Tanrıverdi
    Emekli Tuğgeneral
  • Paylaşmak ister miydiniz?

    Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn